İNFAKA ÇAĞRI / Köşe Yazısı - Hacı OCAK

27.05.2016 06:40:54
Hacı OCAK

Hacı OCAK

 İNFAKA ÇAĞRI

Modernleşmenin her gün bizi bataklığa sürüklediği bu çağda, isteklerin ihtiyaçların önüne geçtiği bir zaman diliminde ölmeden önce yapmamız gereken asli vazifelerimizden bir tanesini burada tekrar hatırlatma gereği duyuyorum. Hayırlı tekrarlarda rahmet, bereket ve zihinsel diriliş vardır.

Batı medeniyeti bizi değerlerimizden gün be gün alıkoymaktadır.

Günümüz toplum sorunlarına duyarlı olan, toplumdaki ahlaki yozlaşmaya dikkat kesilen herkes az çok tahmin edebilir bu değerlerin bizden zamanla nasıl ve ne şekilde kaybolmaya yüz tuttuğunu.

İnfak; Rahman’ın bize verdiklerinden, kendisinin doğrudan vermediklerine bizim vermemizdir. Bundaki hikmet, bizim mala olan sevgimizin kırılması, dünyaya olan bağlılığımızın azalması, ahirete ilgimizin ve sevgimizin artması ve Rahman’ın bizi denemesidir. Çünkü insan infak ettikçe Şeytan’dan uzaklaşır, Allah’a yaklaşır. Bir de bizim kazancımızın içinde başkasına ait olan miktarın hak sahibine verilip verilmediğini Rahman’ın görmesidir. Çünkü kazandığımız malların ve gelirlerin tamamı bize ait değildir:

’Onların mallarında isteyebilen ve isteyemeyen muhtaçlar için belirli bir hak vardır.’’(Zariyat51/19)

Rabbimiz şöyle buyuruyor bizlere:

‘’Muhakkak siz, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan olunacaksınız. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah’a ortak koşanlardan size eziyet verici birçok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah’tan gereği gibi korkarsanız. Şüphesiz işte bu, azmi gerektiren işlerdendir.’’(Ali İmran 3/186)

Bu imtihanı geçmenin en güzel yolu, ellerimiz kurumadan ceplerimize ulaşabilmektir. Bizler, ellerimizi ve evlerimizi geniş tutmalıyız ki hanemize gelen, emniyet ve huzurda bulsun kendini.

İslam Medeniyeti;’’verme kültürü’’nü öne çıkaran,’’infak toplumu’’ olma bilinci ile hareket edenlerin eseridir… Zaten yaşadığımız dünya, iki toplumlu bir dünyadır: Biri infak toplumu yani İslam toplumu; diğeri ise israf toplumu, yani isyan yolunu seçenler…

İnfakın diğer yönü ise Allah yolunda harcamaktır. Yapılması gereken birçok hayır vardır ve bunlar imkân sahibi kimselerin destekleriyle olmaktadır.

Hayırlar birer ahiret yatırımlarıdır. İnsan dünyadayken yaptığı infakların karşılığını hemen göremediği için bir süre sonra infakta yorulma ve usanma başlar. Hâlbuki Rahman insanların yaptığı her türlü iyiliği bilir ve kayıt altına alır. İmandaki Allah’a güven de burada başlar. Kaldı ki kişinin yaptığı her infak, mutlaka daha hayırlısı ve fazlası ile iade edilir. Ancak insan, çoğu kez bunu fark edemez ve kendiliğinden geleni, kendisinden (kişisel başarısından) zanneder.

‘’Her neyi infak ederseniz, O yerine bir başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.’’(Sebe’34/39)

İnfakın bir diğer yönü ise, verdiklerimizi, sevdiklerimizden ve değerli gördüklerimizden vermektir. Gözümüzü yumup almayacağımız değersiz şeyleri vermek ahlaki değildir. Maldan vermek insanın nefsine zor gelir.

Yani’’Ben çok çalışayım çok kazanayım da ondan sonra Allah rızası için harcarım.’’mantığını İslam kabul etmez. Elinin altında olanı Allah rızası için kullanırsan ve çalışırsan Allah sana kat kat fazlasını bu dünyada ve ahirette de verecektir. Müslümanlar, işte bu inanç ve bilince sahip olmak zorundalar.

Allah Resulü(s.a.v) buyurdu:

‘’Kullarım sabaha kavuştuğu hiçbir gün yoktur ki iki melek inip, biri: ‘’Allah’ım! Allah için veren kimsenin verdiği malın yerine daha iyisini ver!’’Öbürü: Allah’ım! Vermeyip, eli de tutanın malına telef ver! demesinler.’’(Ebu Hureyre(r.a)Buhari)

İnfak, insan ruhundaki yüce hasletleri harekete geçirir. Amellerin ihsana dönüşmesine vesile olur. Aklın irfana, kalbin imana açılıp ısınmasına zemin hazırlar

Kazanma hırsını, sahip olma güdüsünü, servet edinme sarhoşluğunu infak ile dizginlemek mümkündür..İnfaka ikna olmayan insan, doyumsuzdur.

Nefsi emarenin pintiliğini ve cimriliğini infak ilacı ile giderebiliriz. İnfak sorumluluğu hatırlatıldığında; kem küm etmeden, yüz rengi değişmeden eli cebine giden insanlarımız azalıyor.

Vermemiz gerekeni verelim ki, yarın mahşerde boynumuza dolanmasın!

İlk ve son olarak Rabbimiz bizlere şöyle buyuruyor:

‘’Sizden birine ölüm gelip ‘Ya Rabbi, keşke yakın bir zamana kadar ecelimi geciktirsen de sadaka versem.’demeden önce verdiğimiz rızıktan veriniz.’’(Münafıkun,63/10)

Baharı müjdeleyen cemre, toprağa düşen ilkbahar yağmuru, ağacın olgunlaşıp meyve vermesi, tarladaki tane veren başak misali arındır bizleri, temizle mallarımızı Rabbim!

Rabbimizden niyazımız, ümmeti infakla hemhal ve diri kılmasıdır.

                                                                                                                                                  

Bu yazı toplam 3699 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.