Salih Niyet Üzere Olmak / Köşe Yazısı - Hadi HAN

20.05.2020
Hadi HAN

Hadi HAN

Salih Niyet Üzere Olmak

Hz. Peygamber (s.a.s.), Uhud’da düşmanla çarpışmakta olan yiğitlerini bir grup sahabeyle beraber seyretmektedir. Sahabelerden biri der ki: - Ya Rasulallah! Şu askeri görüyor musun ne yiğitçe savaşıyor! O senin halanın oğlu Abdullah’tır, der. Allah Rasulü (s.a.s.): - İnşallah o cennetliktir, der. Bir de öbür tarafa bakarlar ve başka bir sahabe de: - Şu da Haris’in oğlu Kuzman’dır. Dokuz kâfiri yere sermiş ve yaralı bir şekilde hâlâ çarpışmaktadır. Bu da ne yiğitçe çarpışmaktadır ey Allah’ın Rasulü, der. Ama Rasulüllah (s.a.s.)’ın yüzünün rengi değişir, kaşlarını çatar: - O cehennemliktir, der. Sahabeler birden bu söz üzerine şok olurlar. Bu sözün manasını anlamazlar. Sahabelerden biri savaş sonunda yaralı olan Kuzman’ın yanına varır: - Ey Kuzman! Müjdeler olsun sana Allah ve Rasulü için bu meydanda kılıç salladın, ne mutlu sana eğer ölürsen cennetliksin, der. Ama Kuzman, o ana kadar içinde sakladığı niyeti açığa vurur: - Ey İbn Katade, beni buraya getiren ne Allah’ın dini ne de Muhammed’in şerefiydi, beni buraya getiren Medine’nin hurmalıklarıydı. Ben buraya Medine’nin hurmalıklarını savunmak için geldim, der. Sonunda çektiği acılara dayanamaz. Bir ok alıp kalbine saplar ve oracıkta ölür. İbn Katade koşup Rasulüllah’ın yanına gelerek olayı anlatır. Sahabeler o zaman Peygamberimizin sözünün anlamını idrak ederler. (Buhârî, Cihad, 77; İbn Hişam, Sire, III, 93, 94)

Hadis ile ilgili farklı kaynaklarda farklı rivayetler olsa da meselenin temel mantığı tüm rivayetlerde aynıdır: Salih niyet salih akıbetin, salih olmayan niyet ise salih olmayan bir akıbete maruz kılar.

Mü’min, hayatında hakkıyla tatbik ettiği zaman her hadisin ya da her bir ayetin bir devrim yaratma gücünde olduğu âlimlerimizin sıkça vurguladıkları bir şeydir. Anlamı bilinen, hikmeti fehm edilen her ayet ve hadisin tek başına kişide köklü değişiklikler yaratma gücü vardır. Bireysel olarak bu durumu yaşayamamamızın kanaatimizce temel nedeni bunların yeterince anlaşılamamasıdır. Hikmetine vakıf olmamaktır. Yukarıda bahsedilen mesele de bu özellikte bir meseledir.

İmanın düzeyinin değişebileceğinin (güçlenip zayıflamasının) bir yansımasıdır, niyet. Salih niyetle başlanan bir amele belli bir süreden sonra niyet değişimine uğrayıp dünyevi kaygının ya da riyanın bulaşması imanın da boyutunu değiştirecektir. Amel, eylem, davranış (görünürde) aynı olmakla birlikte niyetin değişimi amelden elde edilen mükâfatı da değiştirecektir. Bundan dolayı da niyetin sık sık muhasebesini yapmakta fayda görülmüştür. Süreçlerin, zamanın niyeti değiştirebileceği uyarısı her daim Müslümanın aklında olması gereken bir şeydir.

 “Ameller ancak niyetlere göredir ve herkese ancak niyet ettiği şey vardır. Kimin hicreti Allâh’a ve Rasûlü’ne ise onun hicreti Allâh’a ve Rasûlü’nedir. Kimin de hicreti elde edeceği bir dünyalık yahut nikâhlayacağı bir kadın için ise, onun hicreti de hicret ettiği şeyedir.” (Riyazü’s Salihin, Babü’l İhlas)

İşteki niyet ile samimiyet arasında sıkı bir bağ vardır. Halis bir niyete dayanan bir davranışın etki düzeyi ile dünyevi kaygılardan kaynaklanan bir davranışın etki düzeyi aynı olmayacaktır. Davranışın şekli veya uygunluğu niyet sıkıntılı olduğunda çok da bir anlam ifade etmemektedir. Sevap niyete göredir. Şeklen hicret etse bile hicret sevabı ancak niyetin Allah rızası olmasına bağlıdır.

Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır. Münafığın ameli ise niyetinden hayırlıdır. Herkes kendi niyetine göre amel işler. Mü’min hayır ve iyilik niyetiyle bir amel işlediğinde kalbinde bir nur ve feyiz bulur.” (Camiüs-Sağır,4/3810.)

Amelle ilgili eksiklik niyetin salihliğine ya da sevabına halel getirmez. Kişinin yetenekleri, donanımı, bulunduğu şartlar niyetini uygulamaya koyduğunda içindekini tam yansıtmaktan uzak olabilir. Salih niyet ameli boyutta eksikler olsa bile kişinin o konudaki sevabını almasına engel olmayacaktır. Müçtehitlerin içtihatlarında isabet durumunda iki, isabet durumu olmaması halinde ise bir sevap almalarının açıklaması bu olsa gerek.

Daha çok afaki değil enfüsi problemlere muhatap olmamız niyet konusundaki hassasiyetin önemini ortaya çıkaran bir diğer önemli husustur. Niyetin her daim kontrol altında olması, bu konuda bir gayretin olması içte meydana gelebilecek problemlerin niteliğini de niceliğini de düşürür. Sorunların hallini daha kolay hale getirir. “Parmağına diken batsa kalbini yokla “ ifadesine bir bu açıdan bakmakta fayda görüyoruz.

Niyet,  ahiretin bu mahdut tarlasındaki amellerimizin temel kıstasıdır. Tarladan asıl yurda dönülünce insan niyet üzere haşrolacaktır.”(Sünen-ü İbn-i Mace, Kitab-üz Zühd, c:2, s:1414)

Bu yazı toplam 1352 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.