Hüseyniye İrşad: Alternatif Bir Eğitim Programı / Köşe Yazısı - Ahmet ÖZBEK

6.03.2016 22:53:22
Ahmet ÖZBEK

Ahmet ÖZBEK

 Hüseyniye İrşad: Alternatif Bir Eğitim Programı

Özbilinç ve sosyal bilince sahip özelliğiyle “Eşref-i Mahlûkat” olup, yeryüzünde Allah’ın temsilcisi olma şerefine nail olan, henüz cennette iken Dr. Ali Şeraiti’nin tabiriyle “eşekleştirme” metodunu kullanan şeytan tarafından bu bilinci elinden alınmaya çalışılan insanoğluna bu tür tuzak ve desiseler ne ilk olacaktı ne de bu yollara tevessül edenler bundan vazgeçeceklerdi. Ki vazgeçmedikleri gibi tarih boyunca sürekli strateji ve taktik değiştirerek batıl idealleri ve faşizan hedeflerini gerçekleştirmek için, haktan yana olanların gaflet, delalet ve atalette oldukları dönemlerde bu sinsi planlarını uygulamaya çalışmışlardır.

 Bu çalışmalar sonucu özellikle genç kuşak format değiştirmiş, postmodern, popüler batı kültürü tarafından sil baştan yeniden formatlanmış ve ruhunu yitirmiştir. Medya çocuklarımızı yozlaştırmış ve bu toprakların köküne yabancılaştırmıştır. Pozitivist, ezberci ve sığ eğitim sistemi başta genç kuşaklarımız olmak üzere toplumumuzu kişiliksiz, kimliksiz ve özgüveni sıfırlanmış, diploma için okula gidip-gelen ruhsuz makinelere dönüştürmüştür. 

610 yılında “Oku” mesajını alan peygamberlik zincirinin en son aydını olan Hz.Muhammed ve dava arkadaşları, öz bilinç ve sosyal bilinci üst seviyede tutup, kısa sürede tarihin o zamana dek tanıklık etmediği en büyük İnkılâbı gerçekleştirdiler. Dini değerleri, Dr. Ali Şeraiti’nin dikkatimizi celbettiği, geçmiş ve günümüz sahtekârlarının yaptığı gibi bir eşekleştirme metodu olarak kullanmadıkları gibi, zihinleri, ne doğrudan cahilliğe, sapıklığa ve azgınlığa sürüklediler, ne de dolaylı olarak büyük, acil ve hayati olan haklardan ayırıp onları süslemek suretiyle küçük, önemsiz ve aciliyeti olmayan haklara yönelttiler.

İnsani özbilinçten, sosyal bilinçten habersiz tipler bu toplumda yok denecek kadar az olduğu için kısa sürede her gün doğudan doğup batıdan batan güneşin bir kez dahi engelleyemediği kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesini, bu bilince sahip insanlık tarihinin en büyük aydını peygamberin öğretilerini yaşam tarzı yapıp sosyal bilince sahip kişiler engellediler. Dr. Ali Şeraiti’nin ifadesiyle bir nevi “entelektüel adası ile halk sahili arasında köprü kurdukları için başarılı olup, kapitalist ve sömürü düzeni batı kültürünün şeytani tuzak ve hilelerine kurban olan, kültürüne, inancına ve toplumuna yabancı günümüz aydınının düştüğü çaresizliğe düşmediler.

 İslam aydını birkaç asırdır medeniyet iddialarını terk etti, bu yüzden tarih yapmıyor. Çözüm üretmiyor. Maalesef kötü bir taklitçi rolünü oynuyor. Bu sebepten dünya tarihi durdu, batılılar dünya tarihini durdurdu. Kapitalizm, bütün dünyayı kendine benzetti ve dünyanın bütün medeniyetlerini yok etti. Ruhsuzluğa, bilinçsizliğe mahkûm etti. Tüm bunlara rağmen artık batılı dünya tasavvuru çöktü. Yeni bir dünya kurulacak. İslam dünyası ve İslam aydını bu dünyanın yeniden kurulmasında kurucu bir rol oynayacak ve oynamak zorunda.

İslam her zaman düşmanla yüz yüze savaş halinde olmuş ve her zaman bu savaştan galip çıkmıştır. Düşmanın gücünün zirvesinde olup, kendisinin en zayıf anında bile bu böyle olmuştur. Fakat düşman dost elbisesi giyip, şirk, fesat ve takva kılığına büründüğünde, görkem ve ihtişamının zirvesinde olmasına rağmen bu münafıklara yenilmiştir görüşünde olan Ali Şeriati’ye göre; hiçbir tarih, İslam tarihi gibi tekerrür etmemiştir. Günümüzde İslam’a karşı düşman olan batılı kişi ve kurumlar asla zafer kazanamayacakları gibi bir adım bile ilerliyemeceklerdir. İslam ve küfrün belirgin iki saf halinde karşı karşıya geçerek bir fikir, inanç ve mantık savaşına giriştiği yerde İslam üstün gelecektir. Hatta güçsüzlük, parçalanmışlık ve gerileme dönemini yaşadığımız bugün bile İslam ilerlemektedir.

Ancak uygarlığın barbarlığı, teknolojinin cellâtlığı, bilimin hilekârlığı, sanatın sihirbazlığı, felsefenin üçkâğıtçılığı, demokrasi ve hümanizmin nifakı çağında hepten silahsız ve savunmasız İslam aydını ve toplumu ne yapmalı? Nasıl bir yol ve yöntem izleyip çalışmalarını ortaya koymalı?

Ali Şeriati tek çözüm yolu olarak; yarısı felç olup işe yaramaz hale gelmiş, yarısı da kokuşmuş bedene ve ruhsuz beyne, Mesihçe ruhun bilinçli olarak üflenmesini, böylece, bir milletin insani şahsiyetine kıvam ve kuvvet veren bütün manevi ve kültürel köklerinden kopmuş ve kendine yabancılaşmış şaşkın nesil, kendine, kültürel özüne, tarihi ve ahlaki asaletine geri döner, özüne ve özbilincine ulaşır, dünya ve ahiret karşısında bu tehlikeli nihilizmden, hiççilikten, kofluktan, ruhsal boşluktan, fikri ve felsefi ümitsizlikten, aydınlık, açık ve tevhidi sorumluluk kazandırıcı bir dünya görüşüne ulaşır.

Her zaman ve her yerde mantıksal ve ilerici İslam, hareket ve yapıcılık İslam’ı. İslam’ı bilen aydınlar; boşluğa düşmüş, yabancılaşmış ve bezmiş nesli kendine getirebilecek ve toplumuyla yeniden irtibatlandırabilecek olan kişilerdir. Başlaması gereken, fikri bir devrim ve İslami bir rönesanstır. En derin itikad temellerimize dayanan ve elimizdeki en zengin tecrübelerle manevi ve insani sermayeleri devreye sokan bir kültür ve inanç hareketi. Tek kelimeyle İslam! Fransız düşünür ve yazarı Ernest Renan’ın deyişiyle İnsan dini olan İslam. Avrupa sömürgeciliğinin siyasi ve askeri önderlerinin itiraflarına göre; sömürülen dünyanın direniş, başkaldırı ve bağımsızlık talebinin en büyük etkeni olan İslam!

Toplumumuzun aydın atmosferinin batının fikir ve zevk atmosferinin şiddetli etkisi altında olduğunu belirten Şeriati’ye göre; batı karşısında kültürel ve bilimsel bağımsızlık hala uzak bir arzu aşamasından öteye geçmemiştir. Üniversiteler, bilim ve öğretim kurumları, basın dünyası, yazar, mütercim, şair, sanatçı ve toplumbilimcilerimiz ile, fen ve sosyal bilimler alanındaki uzmanlarımızın inanç, ruh ve ahlak çevreleri hala kendinden, dininden, kültüründen, bakışından ve manevi şahsiyetinden bezmişlikle yabancılık, batıya çılgınca bağlılıkla ve batılı gibi görünme ve köksüz ve çirkin bir yenilikçilik çabası mevcudiyetini muhafaza etmektedir.

Schandel’in “kendisine sadece vahyedilmeyen, aynı zamanda vahyin yükümlülüğünü de taşıyan bir peygamberdir aydın” sözünden hareketle Şeriati; gerçek aydınların peygamberce mesajların insanlara duyurulmasında, toplumlarında ve zamanlarında İslam’i bir Rönesans, ilerici ve mantığa uygun bir dini reform başlatabileceklerini söyler.

Kültürel emperyalizmin ve iktisadi kapitalizmin en vahşi haliyle devam ettiği, batı dünyasının bir çok konuda bizce geçici bir üstünlüğe sahip olduğu ve Fukuyama gibi düşünürlerin batı medeniyetinin tarihin zirvesinde olup, tarihin sonunu getirdiklerini iddia ettikleri bir dönemi, yani 21.yüzyılı yaşadıkları günümüz gerçekleri karşısında, İslam dünyasının halen 13. ve 14.yüzyılda kaldığı bu zor ve çetin dönemde ne yapmalı sorusuna Ali Şeriati şu hedefleri koyarak cevap vermektedir.

1-Bu toplumun dindarları ve özgür insanları bir araya gelmelidirler.

2-Düşünce, iman ve kaderinin önüne aynı amaçla kurulan cehalet ve eşekleştirme tuzaklarından bu halk kurtarılmalıdır.

3-Şimdiye dek dünyayı bizim yeni aydın ve okumuşlarımıza batı tanıtmaktaydı. Medeniyet ve kültürden batı bahsetmekteydi. Kendi fikir ve düşüncelerini bize yorumlayıp betimlemekteydi. Şimdi”kendi sözümüzü söyleme” nin güç ve cesaretini kendimizde bulmalıyız. Satre’nin deyişiyle; “Avrupalının yediğini biz kusmayalım”.

4-Özümüze dönelim. Hedefimiz; kendi insani, kültürel ve itikadi özümüze dönmek olmalı.

5-İnsanlık tarihinde eşi benzeri olmayan azametli, manevi ve kültürel kaynakların ortaya çıkarılıp ayıklanması gerekir.

6-Hurafelere, yanlış düşüncelere, insan ve İslam karşıtı inanış, gelenek ve göreneklere karşı tarihsel kökenlerine inerek, olumsuz toplumsal etkilerini, inanç ve bilim alanında, Müslüman halkın hayatında bıraktığı uğursuz izleri ortaya çıkararak fikri ve ilmi bir mücadele vermek.

7-Toplumumuzun düşünce ve duygusuna sürekli saldırıp güçlü ve derin darbeler indiren zehirli ve sapkın düşüncelerin saldırıları karşısında bağımsız bir fikir hareketi oluşturmak ve fikir ve inanç sermayesi yanında para gücünü de takviye ederek, genç nesilde bilinç düzeyini yükselterek, doğru bilgilenmeyi sağlayarak ve ideolojik direniş gücünü besleyerek direnmek.

8-Toplumun ve özellikle genç ve okumuş neslin ahlaki çöküntüsünü hedefleyen rengârenk projelere, çeşit çeşit entrikalara ve akımlara karşı keskin bir düşünce akımı oluşturmak, bilinç alanını genişletmek, fikri konuları ve toplumsal sorumlulukları gündeme getirmek.

9-Dünyanın, yeni medeniyetin, batı kültürünün, sömürgeci güçlerin, doğu ile batının açık ve gizli ilişkilerini ve özellikle bir din, bir kültür ve tarih ve insanlık âleminin büyük bir bölümü olarak İslam’ın özel konumunu doğru ve bilinçli bir biçimde bilmek.

10-“İslam’i bir Rönesans “meydana getirmek. Uyandırıcı ve devrimci ruhun, izzet ve sorumluluk verici imanın, ilk İslam’ın yeniden doğuşunu sağlamak.

Şeriati’ye göre İslam toplumunda bu hedeflerin gerçekleşmesi için; İslam’i Rönesans,”ilk İslam’ın keşfi, gerçek İslamı diriltecek bir “ideoloji” bulmak, öze dönüş, Kuran’a dönüş ve bu yolda çağın ihtiyacına göre; iman, öğreti, vahdet, adalet ve rehberlik gibi en temel şiarlara ulaşmak gerekir.

İslam’a ve Müslüman topluma hizmet etmesi gereken tüm aydınların uyması gereken ve Hüseyniye-İ İrşad adını verdiği eylem planını, araştırma, öğretim, tebliğ ve kurumlar birimi olmak üzere dört bölüme ayıran Şeriati, bu programı herkesin kendi imkân ve kabiliyeti ölçüsünde uygulamasının önemine işaret etmektedir.

İslam’i ruhun zamanın mecrasındaki hareketini engelleyen ve İslam kültür ve bakışını taşlaştıran, içtihad ruhunun ölümüdür tezini savunan Şeriati, İslam’ın kapalı olan içtihad kapısının yeniden açılmasını, Müslüman aydınların, bilimsel araştırmalarla bir arada ve uyum içerisinde olması gerektiğine inanır. İslam’ın tebliğinde günümüzün dil ve bilim silahına sahip olunmalı, günümüz insanının sıkıntı ve ihtiyaçları bilinmeli, özellikle yeni neslimiz tanınmalı ve İslam toplumlarında yaşanan ruhi ve manevi çalkantı ve değişmelere aşina olunmalıdır. İslam gerçekte neyse öyle anlaşılmalı ve çağımızın duyup anlayacağı şekilde tanıtılmalıdır.

 Kaynakça: Ne Yapmalı, Dr. Ali Şeriati, Fecr Yayınları, Ankara,2015

Bu yazı toplam 3681 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
Aysenur fırat
15 Ağustos 2017 Salı 20:34
20:34
Hocam daha fazla bılgılerınızden faydalanmak ısterız
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.