RAHMETLİYİ NASIL BİLİRSİNİZ? / Köşe Yazısı - Hadi HAN

17.04.2016 15:07:19
Hadi HAN

Hadi HAN

                                        RAHMETLİYİ NASI BİLİRSİNİZ?

 Şüphesiz yakın tarihin en tartışmalı kişilerinden biri Turgut Özal’dır. Hem icraatlarıyla hem söylemleriyle hem de yaşam tarzıyla toplumun farklı algılamalarda bulunduğu ender bir örnektir. Mezarının açılıp, yapılan otopsiler sonucu kuvvetli zehirlenme şüphesinin dillendirilmesi, Özal ‘ı yeniden konuşmayı, gündemleştirmeyi gerekli kılmaktadır.

Özal’ın hayat felsefi neydi? Nasıl bir siyasi anlayışı vardı? Kürt sorunu ile ilgili ne düşünüyordu, sorunun çözümü ile ilgili bir projesi var mıydı? Ekonomiye yaklaşımı nasıldı? Ölümünün üzerindeki sis perdesi neydi? Öldü mü? Öldürüldü mü?

Öncelikle şunu ifade edelim ki Özal siyasete M Zahit KOTKU Hoca’nın teşvikleri ve özendirmeleri ile girmiştir. Kotku Hoca, siyasetin toplum açısından önemine binaen toplumun değerlerine paralel bir siyasi anlayışın güçlenmesini önemsemiş, Özal benzeri birçok kişinin siyaset arenasına çıkmasını teşvik etmiştir.

Nitekim Özal’ın siyaset anlayışını değerler ekseninde ele alanlar bu kalkış noktasını dikkate değer bulmuş, bunun, Özal’ın siyasi duruşunun temelini oluşturduğunu ifade etmişlerdir. Meseleye tek tek olaylar bağlamında değil de bir bütün olarak baktığımızda biz de Özal’ın siyaset anlayışının, Kotku Hoca’nın siyaset anlayışından önemli ölçüde etkilendiği kanaatindeyiz. Bununla birlikte siyasetle ilgili uygulamalarında, özellikle dış siyaset pratiklerinde yer yer yukarıda anlattığımız anlayışa aykırı şeyler de bulmak mümkün.

Özal’ı zamanın siyasetçilerinden farklı kılan ve muarızları nezdinde mimli hale getiren özelliği Kürt sorununa yaklaşımıydı. Sorunun çözümünün salt silahla olamayacağını savunmuş, yeri geldiğinde sorunun taraflarıyla müzakere edilmesinin önemine vurgu yapmış, meselenin tarihi süreciyle yüzleşilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Hatta vefatından önce sorunun çözülmesi ile ilgili radikal bir çözüm alternatifi üzerinde çalıştığı ve projenin uygulama aşamasına geldiği ifade ediliyor. Son gezisinde Ahmet Özal ile yaptığı birebir görüşmede Kürt Sorunu ile ilgili  ‘’ Türkiye’ye döner dönmez, büyük bir siyasi risk alacağım ve Kürt Sorununu mutlaka çözeceğim. Bu mesele çözülmeden Türkiye ileri gidemez “ demesi çok bilinmeyenli denklemi çözme konusundaki kararlılığını ifade ediyor.

Vefatından çok kısa bir süre önce görüştüğü, eski basın danışmanı Cengiz Çandar’la yaptığı görüşmenin gündemi yine Kürt Sorunu idi ve tarihin cilvesine bakın ki yarım kalan görüşme için randevulaştıkları saatte Özal vefat ediyor. Yine o dönemde başta dönemin Maliye Bakanı olan Adnan Kahveci olmak üzere, dönemin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi vb. etkili birçok kişiye hazırlattığı bölge ile ilgili raporlar, sorunu ne kadar ciddiye aldığı ile ilgili de ipucu veriyor.

Özal’ın siyasi kariyeri de dikkate değerdir. Amerika ile her dönem iyi ilişkiler içinde olması( Amerikancı damgasını yiyecek kadar),ekonomi ile ilgili liberal duruşu, siyaseti sivilleştirme konusundaki kararlılığı, askeri birlikleri şortla denetlemesi, üst rütbeli askerlerin devir teslim törenine katılmazken, küçücük bir ilçede mesleğinin başındaki kaymakamın göreve başlama törenine katılması, siyaset anlayışıyla ilgili ilgi çekici anekdotlar olarak gösterilebilir.

Her ne kadar toplumun değerlerini dikkate alan, sivil bir anlayışı savunmuşsa da benzer bir anlayışı siyasette ne kadar kurumsallaştırdığı tartışmalıdır. Özellikle Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, yerine partinin başına geçen Yıldırım Akbulut’un ülkeyi yönetmedeki yetersizliği ve akabinde meydana gelen olaylar Özal’ı çok etkilemiş olsa gerek ki son zamanlarında ciddi bir şekilde tekrar aktif siyasete dönmenin hesaplarını yaptığı; hatta dönüş için gerekli alt yapıyı bile hazırladığı ifade edilmektedir.

Özal’ın birçok projesini uygulama konusunda işin başında kaldığı bir gerçek. Cumhuriyetin, toplumun değerleriyle barışması; Kürt sorununun çözülmesi; 200 yıllık yenilgi travmasının atlatılması vb. birçok projesi yarım kaldı. Bu projelerin uygulanması veya bu sorunları çözme girişiminin arı kovanına çomak sokmak anlamına geleceği ise tartışma götürmez bir gerçek.

Özal ‘ın sadece Türkiye’yle ilgili değil, dünyayı dizayn etmeye çalışan bir kliğin kurbanı olduğunu düşünüyorum. Otopsi ve benzeri şeylerden gerçekçi bir sonucun çıkmasının ülkenin siyasi şartlarıyla yakın ilişkisinin olduğu kanaatindeyim.

Türkiye’nin bağırsaklarını temizlemesi konusunda ne kadar kararlı olduğunu bilmek için otopsi sonuçlarına ve sonraki sürece bakmak gerekiyor.

Özal gibi yakın zamanda helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu ve benzeri ölüm şekli sır olan tüm vak’aların üzerindeki sır perdesinin en kısa zamanda kalkmasını temenni ediyorum.

Not:Bu yazı Kahta Diyalog Gazetesi’nde 2013 tarihinde yayınlanmış olup önemine binaen tekrar yayınlıyoruz.

Bu yazı toplam 7856 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.