NASIL BİR DİN EĞİTİMİ / Köşe Yazısı - Ömer DEMİR

10.04.2015 22:35:08
Ömer DEMİR

Ömer DEMİR

 Nasıl Bir Din Eğitimi?

 
İnsan Yüce Allah’ın yeryüzünde yarattığı en değerli varlıktır. Bu nedenledir ki tüm kâinat insana boyun eğdirilmiş ve insan yeryüzünde Allah’ın halifesi olarak tasarruflarda bulunmaktadır. İnsanı bu makama yükselten birçok önemli özelliği vardır. İrade sahibi olması, akıllı bir varlık olması, eğitilebilmesi, konuşabilmesi… vb. Allah’ın kendisine bahşettiği bu birbirinden kıymetli vasıfların yanında onun birtakım ihtiyaçları da vardır. İnsanın su, yemek, elbise gibi maddi ihtiyaçların yanında sevgi, dostluk, güven gibi manevi ihtiyaçları da vardır. Bu manevi ihtiyaçların en başında inanma ihtiyacı gelir. İnsan her şeyden önce Yüce bir varlığa bağlanma ve O’na sığınma ihtiyacı hisseder. Bu nedenledir ki, tarihin hiçbir döneminde inançsız bir toplum olmamıştır.
 
Yüce Allah’ın ilk insandan itibaren peygamber ve ilahi kitaplar göndermesinin bir sebebi de insanın bu ihtiyacını doğru bir şekilde karşılaması, bu konuda sadece kendi aklıyla bulamayacağı hakikatleri ona bildirmektir.
 
İnanan bir varlık olan insan inandığı değerleri kendisinden sonra gelen kuşaklara aktarmak ister. Bu aktarım ise eğitim yolu ile gerçekleşir ve insan ilk eğitimini ailesinden alır. Esasen insanın ailesinden aldığı bu ilk eğitimin kişiliği üzerinde çok önemli bir etkiye sahip olduğu artık tartışma götürmez bir gerçektir. Peygamber efendimizin “Tüm insanlar fıtrat üzere doğar, fakat ailesi sonradan onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar” hadisi de bu gerçeği desteklemektedir. Buradaki aileden kastın bu günkü manada sadece anne, baba ve çocuktan oluşan  “çekirdek aile” olduğu düşünülmemelidir. Burada diğer akrabalarında içinde olduğu sosyal çevre veya kişinin içinde doğduğu toplum da anlaşılabilir.  
 
Dolayısıyla kişinin çocukluk döneminde gerek ailesinden gerekse de çevresinden almış olduğu dini eğitim, onun ileriki yaşlarda dine bakış açısı veya dini tutum ve davranışlarında kritik bir öneme sahip olmaktadır. Bazen iyi niyetli fakat amaca uygun olmayan bazı davranışlar çocuğun ileriki yaşlarda dine karşı olumsuz tavır takınmasına, ibadetleri yerine getirmede ihmallere veya dini değerlere karşı sevginin kaybedilmesine hatta bazen kişinin dini tamamen reddetme noktasına gelmesine sebep olmaktadır. Bu durum din eğitiminin belli bir plan çerçevesinde, çocuğun yapısının dikkate alınarak işe yarar metotlarla yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
 
Biz burada çocuklarımıza dini tutum ve davranışları kazandırırken mükâfat mı, yoksa ceza mı ağırlıklı bir yöntemin işe yarar olduğunu “Namaz İbadeti” örneğinde ele almaya çalışacağız.
 
Din Eğitimi alanında uzman akademisyenlerden Prof. Dr. M. Emin Ay “Din Eğitiminde Mükâfat ve Ceza” adlı eserinde ilgili kavramları şu şekilde tarif etmektedir:
 
Mükâfat: Çocukta ya da öğrencide, iyi hareketlerin tekrarını sağlamak amacıyla uyandırılan bir sevinç duygusudur. Mükâfatlandırmadaki temel amaç çocuğu güzel davranışından dolayı övmek, davranışın tekrarını sağlamaktır.  Mükâfat ikiye ayrılır;
 
1-Manevi Mükâfat: Bu mükâfat türünde çocuk maddi varlıklar yerine ona mutluluk ve haz veren, onurunu okşayan sözlü ifadelerle sevindirilir. Manevi mükâfat kendi içerisinde ikiye ayrılır;
a)     Sevgi ve İlgi Göstermek
b)     Övmek, Tebrik ve Takdir Etmek
 
2- Maddi Mükâfat: Bu mükâfat türünde çocuk maddi bir takım varlıklarla ödüllendirilir. Bu mükâfat şeklide ikiye ayrılır.
a-     Arzu ve İsteklerini Yerine Getirmek
b-     Çeşitli Armağanlarla Ödüllendirmek
 
Ceza: Kişiyi istenmeyen davranıştan alıkoymak için uygulanan önleyiciler ve istenmeyen davranış yapıldıktan sonra bu davranışın tekrarlanmaması için konulan yasaklayıcılar. Cezalandırmadaki amaç hatalı davranışa yönelmekten alıkoymak, hatalı davranışa müeyyideler uygulayarak tekrarını önlemek ve caydırıcılık kazandırmaktır. Mükâfatta olduğu gibi Ceza da ikiye ayrılır;
 
1-  Manevi Ceza: Kişinin işlediği suçun karşılığı olarak onu utandırmak, soğuk karşılamaktır. Manevi ceza kendi içerisinde hafiften ağıra doğru şu şekilde sıralanır;
 
a) Sevgi ve İlgiyi Azaltmak
      b) Tenkit, Uyarı ve Kınama
c) Azarlama ve Hakaret
 
2-Maddi Ceza: Cezanın çocuk üzerinde bedeni ve ruhi olarak etkisinin hissedildiği ceza türüdür. İkiye ayrılır.
       a- Arzu ve İstekleri Yerine Getirmemek
       b- Dayak
 
Prof. Dr. M. Emin Ay, çocuk üzerinde en olumlu etkiyi yapan mükâfatın maddi mükâfatlar değil “onu güzel sözlerle övmek, takdir ve tebrik etmek ve ona karşı sevgi ve ilgiyi arttırmak” olduğunu, Ceza konusunda ise; İlgi ve Sevgiyi azaltmanın çocuk üzerinde büyük oranda olumlu etki bıraktığını belirtir.
 
Bu açıklamalardan sonra tekrar konumuza dönecek olursak, acaba çocuklarımızı namaza alıştırırken kullanacağımız yöntem nasıl olmalı, ceza mı yoksa mükâfat mı ağırlıklı olmalı?
Dinin özünde sevgi, merhamet ve şefkat vardır. Esasen Allah’ın insana din göndermesinin sebebi de yine insana olan merhametidir. Dolayısıyla çocuklara namaz eğitimi verilirken mükâfat eksenli bir eğitim verilmesinin dinin özüne daha uygun olacağı ve çocuğun dini sevmesi açısından daha doğru olduğu kanaatindeyiz. Yine akıl baliğ olmadan bir insanın dinen sorumlu olmayacağı göz önüne alındığında namaza alıştırılmaya çalışılan bir çocuğa ceza eksenli bir metotla eğitim verilmesi uygun olmayacaktır. Özellikle yerinde kullanılmayan ceza yöntemlerinin çocuğun tümden dinden soğuma, ileriki yaşlarda dine karşı olumsuz tavırlar takınabilme veyahut kişi kaynaklı yanlışları dine mal etme gibi riskler barındırdığı da unutulmamalıdır. Bu bağlamda mükâfat eksenli bir namaz eğitimi için şu önerilerde bulunulabilir;
 
·       Model Olma: Çocuğunun namaz kılmasını isteyen bir anne babanın en başta çocuğuna iyi bir model olması gerekir. Çocuğun küçük yaşlarda tesbih, seccade, takke gibi namazla ilgili nesnelerle tanışması önemlidir. Ayrıca çocuklar iyi bir gözlemcidir. Aile bireylerinin namaz kıldığını gören çocuk onları taklit etmeye başlayacaktır.
 
·       Güzel Söz Söyleme: Taklit etmeye başlayan çocuk güzel sözlerle takdir edilmelidir.  Anne, baba çocuğun bu davranışından memnun olduğunu davranışlarıyla belli etmelidir. Bunu fark eden çocuk, aile bireyleri her namaz kıldığında gelip yanlarına duracaktır.
 
·       Hediye Alma: Bu süreçte çocuğa çeşitli hediyeler de alınabilir. Çocuğun namazı sahiplenmesi açısından ona uygun küçük bir seccade alınabilir.
 
·       Sevgi ve İlgiyi Arttırma: Sevgi ve ilgiyi arttırmanın pahalı hediyeler almaktan daha etkili olduğu unutulmamalıdır. Çocuk namaz kıldıkça ona hissettirecek şekilde ilgi arttırılmalıdır.
 
·       Bilgilendirme: Çocuğun yaşı ilerledikçe namazla ilgili bilgiler peyderpey verilmelidir. Burada özellikle anne babanın verdiği bilgileri kendisi de uyguluyor olması önemlidir.
 
·       Sabırlı Olma: Karşıdaki kişinin çocuk olduğu unutulmamalıdır. Namazı yarıda bırakma, namaz kılanın sırtına atlama, zaman zaman namaza karşı isteksizlik gibi durumların yaşanması doğal karşılanmalıdır.
 
·       Namazın Önemini Davranışlarla Öğretme:  Anne, baba namazın önemini sadece bilgiyle değil davranışlarla öğretmelidir. Örneğin ebeveynler bir televizyon dizisi için namazı geciktiriyorsa namazın önemiyle ilgili verdikleri bilgilerin havada kalacağını unutmamalıdır.
 
·       Camiye Alıştırma: Çocuk küçük yaşlardan itibaren camiye alıştırılmalıdır. Fakat burada çocuğun cemaati rahatsız etmesi problem olabilmektedir. İdeal olan cemaatin bu konuda anlayışlı olmasıdır. Çocuğun namaz vakitleri dışında önceden camiye götürülüp, caminin tanıtılması gibi önlemler faydalı olabilir.
 
·       Hikâye ve Masallardan Faydalanma: Çocuklar hikâye ve masal dinlemekten hoşlanırlar. Çoğu zaman da olayın kahramanlarıyla kendilerini özdeşleştirirler. Namaz temalı hikâyeler anlatılabileceği gibi hikâye veya masalda geçen kahramanlar namaz kılan kimseler olarak tasvir edilebilir. Örneğin tarladan eve dönen keloğlan ezanı duyar ve camiye gider…
 
·       Arzu ve İsteklerini Yerine Getirme: Çocukların bazı arzu ve istekleri zaman zaman namaz kılma şartına bağlanabilir.
 
·       Cemaatle Namaz Kılma: Aile bireylerinin namazı toplu kılması önemlidir. Başlangıçta bunu bir oyun olarak algılayan çocuk yaşı büyüdükçe namazı sevecek ve önemini daha iyi kavrayacaktır.

Ömer DEMİR 
Bu yazı toplam 4256 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.