Hayır Terapisi / Köşe Yazısı - Bilal AKGÜL

8.04.2019 20:41:39
Bilal AKGÜL

Bilal AKGÜL

Hayır Terapisi

Batı’nın oluşan yeni kimlik ve kişilik sendromunu Kaliforniya Sendromu olarak tanımlar Mustafa Merter… Değerlerinden kopan, geleneği ve bir geleneğe ait olmayı yadsıyan Batı insanı, tüketimin, egonun, bunların doğal bir sonucu olarak narsisizmin akıntısına kendini kaptırma ile yüz yüze kalır. Bir üst düzey tüketim seviyesine çıkmayı ideal edinen, daha fazla tüketimi mutluluğun, huzurun yegâne teminatı olarak gören bir medeniyet tasavvuru…

Ben’i tatmini hayatın merkezine yerleştiren Batı, nerede ise toplumsal sağlıkla uğraşayım derken bırakın bataklıkla mücadele etmeyi, görünen o ki bataklığın daha da gelişmesine, insanları daha çok etkisi altına almasına sebebiyet vermektedir. Nitekim Mücahit Gültekin’in Algı yönetimi ve Manipülasyon kitabında verdiği istatistikler, hastalıkla değilde hastalığın yarattığı tahribata yaptığı masrafın, harcamanın nerede ise hastalığın kaynağına ayırdığı bütçenin yüz katı… Tabi, doğal olarak, bırakın hastalığın ortadan kalkmasından daha da kangrenleşmesine sebebiyet vermektedir.

Tabi Batı’nın bu menfur duruma evrilmesi uzun bir zamanı alan, bilimsellik kılıfı altında uzun bir tahrip arka planının olduğu görülmektedir. Özellikle bazı vakıfların desteği ile (Rockefeller gibi) yapılan bilimsel çalışmalarda dinin ötelenmesi, manevi olana özel bir mesafe konulması, seküler anlayış ve alanların habire genişletilmesi mevcut sahanın (bataklığın mı demek gerekiyordu) sonucunu doğurmuştur. Öyle ki Batı’da yayımlanan tıbbi makalelerin sadece % 0,008’nin din ve maneviyat konusunda olduğunu göz önüne alırsak, bizdeki yayınlar bu oranın çok daha altında olduğunu belirten Mustafa Merter, Batı’yı taklit etmenin ötesine geçemeyen bilim adamlarımızın neticede nasıl bir alanın önünü açtığını dile getirir. Tabi doğal olarak hastalıklarının tedavisine hastaların yaklaşımının da bu elit kesimin yaklaşımından etkileneceğini söylemek mümkün…

Kronik sorunun teşhisi yanında çözüm üzerine de esaslı alternatifler ortaya koyar Merter. Ona göre bireysel ve toplumsal değişimde Ben’in ötesine geçip, ene kabuğunu kırıp Biz’i ön plana çıkarabilen bir anlayışın gelişmesi, bizdeki medeniyet ve kimlik krizinin önüne geçmeye alternatif önemli bir seçenek olarak durmaktadır.

Tam da burada Peygamber Efendimizin “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” hadisini dile getirir Merter. Hayrı çoğaltmayı, Ben’i değil Biz’i ön plana çıkaran bir anlayış ve yaklaşımın önemine değinir. Başkasına yardımı esas alan bir hayat tasavvuru sosyoterapi açıdan faydası, etkisi tartışılmaz bir yaklaşım olarak görür. “Depresyon, nörotik takıntı, kişilik “bozukluğu” , hatta remisyon halindeki psikozun patoloji balonlarının birer birer patladığı, muhteşem bir terapi! “dir der. İyiliklerin kötülükleri giderdiği ile ilgili ilahi beyanın farkında olan bir yaklaşımın ruh sağlığının teminatı olarak görülmesini ise önemli buluyoruz.

Hayır Terapisi olarak adlandırılabilecek olan bu yaklaşım bir çok açıdan kişideki psikolojik rahatsızlıkları ortadan kaldırma potansiyeline sahiptir.

“Hayır terapisi, varoluş tarzımızda 180 derecelik bir dönüş gerçekleştirdiği için, bizi özgürleştirmenin yanı sıra, farkına varmadan o dokuz yüz katlı nefs binasının bir üst katına çıkmamıza neden olabilir. Duyu ve duygularımız ile beraber latif zekâmız da yeni özellikler kazanır. Bu yükselmenin bir adı da  “felah/yarıp öteye geçme ”dir. Bulunduğumuz nefs katında bizi sarıp sarmalayan o görünmez zarları yırtıp daha aydınlık ve ferah olan bir üst kata terfi etmek, Hay/gerçek hayat âlemine adım atmak anlamına gelir.

Hayır Terapisi, psikologların üzerinde yapacağı çalışmalarla adeta bir kimlik ve kişilik krizine giren insanı medeniyetimizin değerlerini merkeze alan bir yaklaşımla yeniden ihya ve inşa etme potansiyeli olan bir alternatiftir.

Kaynak: Dokuz Yüz Katlı İnsan, Dr. Mustafa Merter, Kaknüs Psikoloji, 2016, İstanbul

Not. Bu yazı Rehberlik Atölyesi nde yapılan sunumun metnidir.

Bu yazı toplam 1065 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.