Kertenkele Deliğinden Çıkmak / Köşe Yazısı - Bilal AKGÜL

31.10.2018 22:27:25
Bilal AKGÜL

Bilal AKGÜL

 Kertenkele Deliğinden Çıkmak

Modern psikoloji tarihini anlatan kaynaklar dünyadaki psikologların yarıdan fazlasının Amerika’da çalıştığını öne sürerler. Geriye kalan psikologların ise önemli bir kısmının eğitimlerinin belli bir kısmını bu ülkede yaptıklarını dile getirirler.

Bu şu anlama geliyor aynı zamanda: Mevcut psikoloji literatürünün oluşmasında Amerikan aklının, kültürünün etkisi barizdir. Hâkim akıl Amerikan aklıdır da denilebilir.

Peygamber Efendimiz, birgün Müslümanlardan bazılarının Yahudi ve Hristiyanların absürt ve İslam dışı olan niteliklerini taklit ederek onlara uyacaklarını haber vermiştir: ”Onlar bir kertenkele deliğine girseler, sizler de onları takip edeceksiniz.”

Günümüzde birçok alanda olduğu gibi, muktedir bilim medeniyeti olması hasebiyle, psikoloji alanında da Batı’nın hassaten Amerika’nın etkisi açıktır. Kendi kültür ve medeniyet kodlarımızla çoğu kez zıtlık teşkil eden, fıtratı bozan, nesli yozlaştıran bu anlayışa karşı Müslüman bilim adamlarının nasıl bir yol izlemesi gerekiyor?

Sudanlı Müslüman Psikolog Malik Bedri, kendi kültür pınarından beslenen bir bilimin elzem olduğunu dile getirirken Batı’dan belli bir oranda da olsa İslamla örtüşen şahıslardan beslenilebileceğini ifade eder. Çok aykırı görülen psikoloji ekollerinin bile bir süzgeçten-elekten geçirilmesi şartıyla değerlendirilebileceğini söyler. Bu anlamda Müslüman psikologların dinamik psikoloji ile ilgili geniş bir perspektif kazanmasında Jung’u Yahudi- Hristiyan dini bakış açısıyla okumasının faydalı olacağını dile getirir.(1)

Prof. Bedri’nin bu çerçevede en çok önemsediği kişi ise Victor Frankl’dır. O’na göre Frankl, varoluşçu psikoterapistler içinde en fazla göze çarpanlardandır. Dini önyargılarına rağmen onun çalışmaları, tüm vakarlı Müslüman psikologlar tarafından dikkatle okunmalıdır (2).

Hayatın anlamının olmasını psikoloji çalışmalarının merkezine koyan Frankl’ye göre, logoterapi’nin (anlam terapi) mottosu, Nietzsche’nin şu meşhur ifadesidir: ”Yaşamak için bir ‘neden’i olan, her türlü ‘nasıl’a katlanır.” Modern hayat, insan hayatının gerçek anlamını veya niçin yaşadığının sebebini görmekten mahrum bırakmıştır. O halde, hayatı anlamlandırma isteğinin insanın temel bir vasfı olduğunu savunur (3)

Bedri şu ayetle Frankl’nin tezinin bizimle ilgisinin altını çizmek ister: “Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.”(Haşr 19)

Frankl ’ın logoterapisinde din önemli bir yer tutar. Onun da söylediği gibi, din insanın sürekli katlandığı ızdıraplara anlam kazandıran en büyük güçtür:” Tutukluların var olan ya da sonradan gelişen dini ilgileri, gözle görülür bir içtenlik taşıyordu. Dini inancın derinlik ve gücü yeni gelen tutukluyu şaşırtırdı. Bu minvalde en etkileyici olanı, tutukluların uzak çalışma kamplarından yorgun, aç ve soğuktan donmuş olarak yırtık pırtık kıyafetlerle getirtilip kapatıldıkları kilitli sığır ahırının karanlığında veya bir kulübenin köşesinde içinde bulundukları bu duruma rağmen dua ve ibadet etmeleriydi.”(4)

Zaman, kendini tecrit ederek kronik problemlerin üstesinden gelinecek bir zaman değil. Öyle ki İslam ülkeleri kendilerini modern Batı uygarlığından ve onun zararlı etkilerinden tecrit edemezler, fakat bizler, Müslüman öğrencilerimizi Batılılaşmanın zararlı enfeksiyonlarına karşı aşılayabiliriz.”(5) Batının yaydığı virüslerle ilgili gençlerimizi fıtri olana bağlı tutacak, zihinlerinde oluşacak tortulara karşı dirençli kılacak bir aşı..

Malik Bedri, bu ve benzeri çözümlerin bireysel çalışma ve gayretlerle yapılmasının mümkün olmadığını, ancak organize olmuş bir Müslüman psikologlar kitlesi ile olabileceğinin de altını çizer. Bedri, sıklıkla bilimsel toplantılar düzenleyip tebliğler sunan, yayımlayan, dağıtan ve bir İslami psikoloji dergisinin yayınlanmasını koordine eden aktif Müslüman psikologlar topluluğunun, pasif Müslüman psikologların faal bir Müslüman akademisyene doğru gelişim göstermesinde büyük katkıları olabileceğini savunur.(6)

Psikoloji ilminin Müslümanlara yabancı olmadığını anlatmaya çalışan ve medeniyet tarihimizden birçok örnekle de bunu ortaya koyan Malik Bedri ‘nin özellikle “Müslüman Psikologların Çıkmazı” ve “Düşünme-Gözlemden Tanıklığa” adlı eserleri üzerinde durulmaya değer ufuk açıcı eserlerdir. Temennimiz diğer eserlerinin de en kısa zamanda Türkçe’ye çevrilmesidir. Selam ve dua ile.

Dipnotlar:

1-Prof. Malik Bedri, Müslüman Psikologların Çıkmazı, Mahya Yayınları, Nisan 2018, İstanbul, s. 92

2-Bedri, Age, s.93

3-Bedri, Age, s.94

4-Bedri, Age, s.95

5-Bedri, Age, s.97

6-Bedri, Age, s.104

 

Not: Bu yazı Rehberlik Atölyesinde yapılan sunumun metnidir.

Bu yazı toplam 1057 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.