Konfor Bozan Bir Film: ”Her Çocuk Özeldir” / Köşe Yazısı - Bilal AKGÜL

8.01.2017 11:30:35
Bilal AKGÜL

Bilal AKGÜL

 Konfor Bozan Bir Film: ”Her Çocuk Özeldir”

Eğitim camiasının çokça dillendirdiği (haklı olarak) eleştirilerden biri talebenin gelişimini sağlayacak somut eğitim uygulamaları-tecrübeleri eksikliğidir.

Mevcut eğitim sistemimizde nisbi uygulama örnekleri olmakla birlikte, bu uygulamalar hem keyfiyet hem de kemmiyet bakımından yeterli olmaktan uzaktır. Daha çok teorik olan ve işlevsellikten uzak, malumatı merkeze koyan bir eğitimin tecrübe birikimi oluşturması çok da mümkün görünmemektedir.

Her ortamda, nerede ise dilimize pelesenk olmuş bir eleştiri olan uygulama eksikliğinin giderilmesinin kalıcı çözümü, eğitim müfredatının yerlileştirilmesi, güncellenmesi ve toplumun kültürel değerlerini yansıtan bir muhtevaya sahip olmasıdır. Bu günlük hayatla bağ kurabilen, toplumun düşünce dünyasına hitap eden, kısa ve uzun vadeli hedefleriyle örtüşen bir müfret anlamına gelir ki; böyle bir yaklaşımın uygulama ile ilgili sorunlara kalıcı çözüm bulma potansiyeli yüksektir.

Bu anlamda yakın zamanda açıklanacağı söylenen yeni eğitim müfredatını sabırsızlıkla beklediğimi belirtmek isterim.

Bahsi diğer ise…

İdeal bir müfredatın uygulanma şartları oluşsa bile, tecrübe birikimi sağlayacak, hedef kitlenin hem eğitim hem de öğretimden iyi nasiplenmesinde eğitimciyi besleyecek kaynaklar üzerinde kafa yorulması her daim gereklidir.

Beslenme kaynaklarından biri olarak filmleri görmekteyim. Çoğu kez kurgu düzeyinde senaryolarla iş kotarılmaya çalışılsa da neticede izleyiciyi faklı hayat tarzları, farklı sorun çözme tarzları ile yüzleştirmesi ve tüm bunların somut örnekler üzerinde gösterilmesi, filmleri cazip kılmakta, zengin tecrübe alternatifleri oluşturmaktadır.

Geçen seneden beri Eğitimle Diriliş Film Okumaları serlevhalı film tahlillerini bu anlamda dikkate değer buluyorum. İzlenen filmlerin zengin muhtevasının yanında, filmin izlenmesinden sonra seçkin bir eğitimci kitlesi ile yapılan değerlendirmeleri-tahlilleri eğitim uygulamaları açısından elzem görüyorum.

Salt var olanı eleştirip, mevcudu devam ettirme yerine, sürekli bir yenilenme ancak diriliş neslinin oluşumuna katkıda bulunabilir.

Cumartesi akşamı Eğitimle Diriliş Film Okumalarında Amir Khan’ın  “Her Çocuk Özeldir” filminin tahlili yapıldı. Daha önce birkaç kere izlememe rağmen filmi yeniden seyretmek, filmin kalitesinin yanında, zengin uygulama tecrübesi eğitimcilerin mutlaka, mümkünse birkaç defa izlemesi gereken bir film.

Mevcut eğitim sisteminin çarpıklıklarına bolca ince göndermelerin yapıldığı film, ana teması olan disleksi-öğrenme güçlüğü dışında da zengin bir muhtevaya sahip.

Filmde bir fabrika misali, banttan geçenlerin aynı bilgileri aynı zamanda öğrendiği ve haliyle aynı davranışları göstermesi gerektiği inancının hâkim olduğu modern eğitim sistemiyle ilgili de köklü eleştiriler getiriliyor.

Yatılı okulda göre yapan öğretmenlerin yeni gelen resim öğretmenine ve dersine yaklaşımları, beklentileri bizim şu anda resim dersiyle ilgili yaklaşımımızdan çok da farklı değil. TEOG ’la ilgili bir çalışma yapılması, ek bir ders yapılması gerekiyorsa nerede ise istisnasız göz dikilen ders resim dersidir.

Hele hele bazı idarecilerimizin bu derse negatif yaklaşıma sahip olmaları var ki tam bir facia. Film, tam da burada önemsiz görülen bir dersin nasıl cevherlerin yetişmesine vesile olabildiği, hayata kazandırdığı, aksi durumda ise olabilecek faciaları gün yüzüne çıkarıyor.

Filmdeki anne babaların tavrı, bizim velilerin tavrıyla nerede ise birebir örtüşüyor. Cebine koyduğu harçlıktan tutun, verdiği tüm emeklerin, velinin gelecekle ilgili beklentilerine, özlemlerine tercüman olması beklentisi… Hatta dayatması… Ya da zevahiriyi kurtarma telaşesi.

Kıyaslamanın, etiketlemenin, merkeze sadece öğretimin, ders notlarının,  toplumsal prestijin konulduğu adeta bir yumağı andıran beklentiler silsilesi…

Filmin ana karakterlerinden olan İşan’a bakınca her gün muhatap olduğumuz onlarca, belki yüzlerce öğrencinin bakışlarını, davranışlarını, iç sancılarını ve keşfedilmeyi bekleyen cevherleri görüyorum.

Rutinin dışına çıkmayan, konforunu bozmayan her eğitim yöntemi fıtratı bozma potansiyeline sahiptir. Açalım. Bireysel farklılıkları dikkate almayan, bireysel farklılıkları keşfe yaramayan her yöntem, çocuklarımızın tabii özelliklerini bozacak,  bırakın erdemli bir nesil oluşmasını, erdemli bir neslin oluşmasının önünde bir engel oluşturacaklardır.

Eğitimi sayısal istatistik haline getirmenin, istatistiği hakim eğitim atmosferi haline getirmenin nasıl sonuçlar doğurduğunu çok güzel anlatan bir film.

Eğitim camiasına hararetle bu filmi izlemeleri, mümkünse toplu izleyip değerlendirmesini-tahlilini yapmalarını önemsiyorum. Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 1927 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.