İSLAMDA ÇOCUK EĞİTİMİ

 İSLAMDA ÇOCUK EĞİTİMİ

''Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insan ve taş olan ateşten koruyun.’’ (Tahrim Suresi 6.ayet)

Yüce Allah insanı en mükemmel bir şekilde yaratmış ve yaratılmışların en şereflisi kılmıştır. Buna bağlı olarak ona birçok sorumluluk yüklemiş bu sorumluluklardan biri de çocuklarımızın eğitimidir.

Yüce Allah’ın bize vermiş olduğu en büyük mucizelerden biri olan çocuğun eğitimi anne karnına düştüğü ilk andan itibaren anne ile kurduğu bağdan dolayı dünya ile bir ilişki içerisine girmiş bulunmaktadır. Bu ilk eğitim yalnız anneyi değil aynı zaman da babayı da içine almaktadır. Ebeveynlerin bu dönemdeki eğitime dikkat etmeleri gerekir.

Tarihten de gördüğümüz gibi yetişen büyük âlimler daha anne karnında iken Kur’an ve sünnet ışığında yetiştirilmeye başlanılmış ve Kur’an ın nuruyla nurlandırılmışla

Unutmamak gerekir ki kul Allah tarafından özel olarak seçilip âlim olmaz. Kul ancak İslami tutum, çaba ve gayretiyle âlim ya da arif olur. Yalnızca peygamberler yüce Allah tarafından seçilir.

Hz. Peygamber (s.a.v) ‘’Her doğan çocuk  ‘İslam’ fıtratı üzere doğar, ancak anne babası onu Yahudileştirir, Hıristiyanlaştırır veya Mecusileştirir’’ buyurur.  (Buhari, Müslim, Ebu Davut, Tirmizi)

Çocuğun yetiştirilme evrelerinde en etkili olan kişi annedir. Çünkü çocuk belli bir döneme kadar sürekli anne ile sıkı bir etkileşim içerisindedir. Annenin çocuğu Kur’an ve sünnet ışığında büyütmesi ona sevgi ve şefkatle yaklaşması çocuğun kendisine Yüce Allah tarafından gönderilen bir mucize, bir lütuf olduğu bilinciyle hareket etmesi gerekir. Örneğin bir anne daha hamileyken çocuğunun Yusuf Peygamber gibi iffetli ve güzel olması için sürekli Yusuf suresini okuması veya zorluk ve sıkıntılara karşı korumak için İnşirah suresini okuması gibi. Bunlar hem yüce Allah’ın hoşuna giden hem de fazlı büyük olan güzel davranışlardır.

 ''Çocuklarınıza ‘ilk söz’ olarak ‘La İlahe İllallah’ı öğretin'' ''Çocuklarınıza ikramda bulunun ve onların edebini güzelleştirin'' (Hadisi şerif İbn Mace)

İnsanlığın bir hastalığı da çocuğunun yapmış olduğu yanlış davranışlar karşısında cehennemde yanmakla, Allah’ın onu cezalandıracağı vb. gibi sözlerle onu o yanlış davranıştan uzaklaştırmaya çalışmalarıdır. Sanki Kuran-ı Kerim sadece cezalar vermiş, her zaman insanları cezalar ile korkutuyormuş, İslam dinini korkularla doluymuş gibi ifade ediliyor. Oysaki İslam dini tamamen sevgi, Rabbin rahmeti, merhameti ve lütfu ile kuşatılmıştır. Bu tarz davranış ve sözler kişiyi o yanlıştan uzaklaştırmak yerine, o yanlış davranışları daha cazip hale getirebilir.

Çocuk anne ve babasının himayesinden çıktıktan sonra, bunları zamanla hayatına geçirebilir, anne ve babanın korkular üzerine inşa ettiği bu İslam dininden soğumaya ve uzaklaşmaya başlayabilir. Bu tarz sonuçlardan kaçınmak için anne ve baba çocuğunun yapmış olduğu yanlış davranışlarda çocuğuna bunu yapmanın yanlış olduğunu böyle davranmadığında kendi sevgilerinin ve Yüce Allah’ın sevgisinin ona karşı daha çok artacağını söylemeleri gerekir. Aynı zamanda Rabbin ona lütuf ve ikramı ile muamele edeceğini ve onu öldükten sonra ebedi cennetine koyacağını,  orada onun her istek ve dileğinin gerçekleşeceğini söylemeleri daha güzel olur. Bu tarz bir yaklaşım Yüce Allah’ın da hoşuna gider ve ailenin üzerinde lütuf ve ikramıyla muamelede bulunur.

Yüce Allah’ın size vermiş olduğu bir mucize olan çocuk sizin cennet kapınızın anahtarıdır. Onu nasıl yetiştirirseniz ona göre mükâfat alırsınız. Bundan dolayı bu mucizenin sevgi ile Kur’an ve sünnet ışığında sabırla büyütülmesi gerekir. ''Kişinin öldükten sonra geride bıraktığı şeylerin en hayırlısı, kendisine dua eden Salih bir evlattır.''(Hadis-i Şerif, Ebu Davut)

''Çocuğunuza bırakacağınız ‘en güzel miras’ onu hem dünya hem de ahiret mutluluğuna eriştirecek bir terbiyedir.'' (Hadis-i Şerif ‘Tirmizi’)