KUDÜS, YENİDEN DİRİLİŞİMİZİN MİHENK TAŞIDIR / Köşe Yazısı - Başyazı

30.04.2022 21:23:55
Başyazı

Başyazı

 

 
 
 
KUDÜS, YENİDEN DİRİLİŞİMİZİN MİHENK TAŞIDIR
Önce Kudüs’ü kaybettik kendi ellerimizle. Kimi zaman ihanet oldu bunun adı. Kimi zaman aldanma… Küfrü tanıyamama... Hırs… Trajiktir, yüzyıldır kendi ellerimizle kaybettiğimiz bu beldeyi tekrar kazanmanın, İslam beldesi yapmanın düşlerini kuruyoruz. Planlarını yapıyoruz. İhanetlerimizin, aldanmalarımızın, küfrü tanıyamamalarımızın, hırsımızın muhasebesini yapmadan…
Kudüs’ün muhafızlarına sahip çık(a)mamak, onları muhafaza edememek küfür güçlerine karşı, sonra bu muhafızları yıkmaya, ortadan kaldırmaya çalışanlara (hangi niyetle olursa olsun) destek vermek Kudüs’ü kendi ellerimizle küfür güçlerine teslim etmek değil de nedir.
Kudüs’ün kaybedilmesi ile ümmet coğrafyasının Batı tarafından pay-ı mal edilmesinin aynı zamana denk gelmesi bir tesadüf değildir. Tesadüf değildir; çünkü Müslüman coğrafyanın kalbinde olan kutsal bir beldeyi koruyamamak, coğrafyanın diğer taraflarının da işgal edilmesinin, sömürülmesinin önünü açacaktır. Çünkü Kudüs tıpkı Mekke-Medine gibi İslam coğrafyasının kalbi mesabesindedir.
Malik bin Nebi “toplumsal rüşt” kavramını kullanır, toplumların olgunluk düzeyini ifade etmek için. Kudüs’ün hali pür melali toplumsal rüştümüzün düzeyini anlama açısından önemli bir mihenk taşıdır. Bu rüştü kaybettiğimizin, ölümsüz değerlerine ve kutsallarına sahip çıkmada zayıf kaldığının bir işaret taşı.
Batı medeniyeti açısından da tersini söylemek mümkündür. İslam coğrafyasında Batı’nın hegemonyasının sembolüdür aynı zamanda Kudüs. Bizim esaretimizin… Şunu bile söylemek mümkün: Batı medeniyetinin diriliğinin, iktidarda olmasının sembolüdür Kudüs.
“Kudüs bilinci” bu minvalde ümmetin yeniden dirilişinin kilit kavramlarından biridir. Eğitim müfredatlarının ana ekseni, hareket metotlarının işaret taşıdır. Bu bilinci her daim diri tutmak, aynı zamanda İslam medeniyetinin yeniden dirilişi düşüncesini, ufkunu diri tutmaktır. Her yaş grubunda bu bilinci canlı tutacak gündem, etkinlik ve çalışmaların yapılması bu açıdan elzemdir. Her camianın, her STK ‘nın Kudüs bilincini diri tutacak geleneksel, özgün çalışmalar yapması kanaatimizce burada en çok kafa yorulması gereken huşulardan biridir.
Üstad Sezai Karakoç’un vurgusu ile
Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir.
Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.”
İnsanlığın şehri Kudüs, taşı toprağı ile işgale direnir her daim. Müntesibi olduğu medeniyetin direngenliği ile. Zeytin ağacı ile hilali ile…
“Artık burada taş bile durmak istemez
Ve ay’ı görmek istemez zeytin ağaçları
Eğilerek selâmlamazlar, hilâli; hurmalar”
İşgal edilmiş coğrafyanın taşı, toprağı işgalin yükü ile her daim bir itiraz, bir isyan halindedir. Bu itiraz hali sahip olduğu asıl misyonun gereğini yerine getirememenin, küfrün çizmelerinin altında hoyratça ezilmesinin, ufkunu kapatan karanlığın adeta onu nefessiz bırakmasının bir tepkisidir adeta. Bir isyanıdır. Ve bir manifestosudur.
Ümmetin birçok sorununda olduğu gibi Kudüs meselesinde de anlık tepkiler yerine kalıcı, programlı tepkilere, itirazlara ihtiyaç vardır. Sadece işgalcilerin yeni işgalleri karşısında değil, çocuklarımıza kurşun sıkmaları, camilerimizi kirletmeleri durumunda değil; her daim, belli bir program dâhilinde, kısa, orta uzun vadeli hedefleri olan bir program, bir müfredat, sürekli bir eylem programına ihtiyacımız var.
İşgal devletinin mallarına, ürünlerine boykot meselesi kanaatimizce en can sıkıcı icraatlarımızdan biridir. Müslümanlar olarak bu konuda bile sürekli bir eylemsellik gerçekleştirememek, esnafımızı, üreticimizi, halkımızı bilinçlendirememek bir büyük eksiklik olarak saymak yetmez mi?
İşgal güçlerine bir silah olarak dönen ürünlerini satın alma konusunda halkımızı bilinçlendirmede gösterdiğimiz acziyet, aslında mevcut hali pür melalimizin en gözle görülür yansımalarından biridir. Mevcut manzaranın sonuçlarından biri…
Kudüs meselesi sadece bir coğrafyanın, bir kutsal beldenin işgali, bir kısım Müslüman toprağının gaspı meselesi değildir. Bu konuların tamamını da içine alan, bir medeniyetin esaretinin, prangalara vurulması meselesidir.
Eğitimle Diriliş ailesi olarak bu yılı gençlik biriminden üniversite birimine kadar tüm birimlerimizde “Kudüs Bilinci” oluşturma, bu bilinci geliştirme yılı olarak meseleyi tüm detayları ile işleme düşüncesindeyiz. Bu yoğunluklu çalışmanın sadece belli zamanlarda işlenen meselenin, yıl boyunca gündemimizde kalmasına, mesele ile ilgili duyarlılığın artmasına, bilinçlerin kavilenmesine vesile olacağı kanaatindeyiz. Nasip olursa bundan sonraki süreçte de konuyu belli bir düzeyde sürekli gündemde tutma konusunda kararlıyız
Günümüzün temel problemlerinden biri, Müslümanların asli sorunları ile ilgili gündem oluşturmada problem yaşamalarıdır. Bunda Batı’nın gerek ülkemiz gerekse İslam coğrafyasının tamamında oluşturduğu suni gündemlerin, tali meselelerle Müslümanları birbirine düşürmelerinin etkisi inkâr edilemez bir gerçektir. Mevcut şartlarda STK larımızın atması gereken en önemli adımlardan biri Kudüs vb. asli meseleleri tüm zorluk ve engellemelere rağmen gündemde tutmak, kitleleri bu konuda eğitmektir.
Kudüs’ün ve tüm İslam beldelerinin yeniden dirilmesi duasıyla…
Eğitimle Diriliş
 
 
Bu yazı toplam 1570 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.