İnsanın Özüne Yolculuk: İlahiname

7.02.2017 06:38:59
İnsanın Özüne Yolculuk: İlahiname

 Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’adır. Salât ı selamlarımız Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ve diğer bütün peygamberlerin üzerine olsun, diyerek başlıyoruz söze.

Şarkın büyük öykücüsü “Attar’ın” insanın, özüne olan yolculukta ölmesini yeterli bulmayıp varlığını ortadan kaldırması gerektiğini vurgulayan ve bu açıdan mistik bir tasavvufa vakıf olarak yazdığı bir eserdir.

Bu kitapta biraz önce de arz ettiğim gibi insanın kendini yok sayarak, benliğinden geçerek bu yolda önüne çıkan her türlü dünya malı ve ihtiraslarından ödün vermeyerek sürekli bir intibah ve edep süsünü takınarak yola çıkılmasını belirten, ahlaki dersler söz konusudur.

Hikâye tarzında çerçevelendirilmiş olan eserin konusu: Bir hükümdarın altı oğlu vardır ki her biri bilgi ve hünerde ileri düzeydedirler. Babası oğullarına dünyada en çok istedikleri şeyleri sorar. Onlar da sırasıyla peri padişahının kızını, büyücülüğü, Cem’in kadehini, âb-ı hayâtı, Hz Süleyman’ın yüzüğünü ve kimya bilgisini öğrenmek, elde etmek istediklerini belirtirler.

Eser iki ciltten oluşmakta olup her cilt de üçer hikâyeyi ihtiva etmektedir. Biz birinci cildi değerlendirmeye tabi tuttuk şu an için. Her neyse hükümdar oğullarının bu isteklerini öğrendikten sonra asıl konuya ilişkin çok sayıda ahlaki ve tasavvufi hikâyeler anlatarak cevap veriyor.

 

Şöyle ki; Peri padişahının kızını isteyen oğluna şehvete gönül veren kişinin varlığının bu yolda heba olacağını, bu durumun kişiyi kendini bilmezlik çukuruna iteceğini, sarhoşluk âlemine götüreceğini belirtir.

Dürüstçe ve ercesine hareket eden erkek ve kadının bu şehvetten uzak olduğunu belirtmek gerekir. Tabi ki de şehvet insanın tabii bir ihtiyacıdır, nitekim neslin devamını sağlaması, Allah'ın yeryüzünde çoğalın demesi bunu şart kılar. Lüzumlu görülen ve öyle de olan bu istekten de mecazi aşk hasıl olur ki bu mecazi aşk ilahi aşkı doğurur. Değil midir ki en muhabbetli ve samimi aşktır ilahi aşk. Ancak hükümdarın burada belirttiği şehvet bir anlık, gelip geçici bir hevestir. Şehvete kötü denilmesi bundan ileri gelmektedir.

Büyücülük ilmini öğrenmek isteyen oğluna, büyü ilminin asılsızlığını gösterip bunun bir şeytan işi olduğunu ve bu isteğinin Allah ‘tan haberdar olan kişinin isteyeceği bir şey olmadığını belirtip bunu şu sözlerle destekler:

Tanrı yolunda bir yoksula bir parçacık yufka ekmeği bile vermezsin de heva ve hevesine uygun bir şey için yüzlerce emekler sarf eder, didinir durursun. Riya ve heva yolunda cömert olur, fakat Tanrı yolunda cehennemlik kesilirsin.”

Büyüden kasıt yalnız bunlar değildir. Çünkü dünyanın kendisi de en büyük bir büyücüdür (asılsız olan) aslında. Ancak bizim o çirkin ve hilebaz dünyanın asıl yüzünü göremeyişimizin nedeni; onun /dünyanın yüzlerce renge boyanmış olmasıdır. Bu güne kadar dünyaya elini uzatmış olan hiçbir varlığa zerrece acımamış olması da adeta ibretliktir biz dünyaya güvenenlere! 

Ne diyor Attar, “Onu- dünyayı bağlarsan derhal kurtulursun. Yoksa gece – gündüz onun yüzünden derttesin, musibettesin.” Bu yüzden kişi ömrünü bu hilekâr dünya için zayi etmemelidir. Yine Feridüddin Attar’dan bir nice söz söylemek gerekir. “ Bilmez misin ki her gece, sabah gelip çatar, seni uykuda bulur. Ömrünün yenini yakasını yırtar. Korkarım uyanınca elinde bir şeycikler bulamayacaksın. Ömrün geçmiş olacak ve sen hor hakir kala kalacaksın.” Ne hoş söylemiş üstad. O halde selâm bunların farkındalığına varanlara olsun.

Cem’in kadehini isteyen ve böylece bütün sırlara erişeceğini belirten oğluna ise bu isteğinin bilgisizlikten kaynaklandığını, bilgisizliğini gidermek için de Cem’in kadehine gereğin duyulmadığını çünkü asıl kadehin akıl olduğunu belirtiyor. Üstelik bütün sırları öğrenip oğlunun kendisini yücelik makamında göreceğini ve bu makamda içinin benlik hırsıyla dolacağını da belirtir. Bu işin nihayetinde de ölümden kurtulamayacağını, her canlının ölümü tadacağını gösterir. İçi benlik sevdasıyla dolan insanlar kendisinden başka bütün insanlara üstten bakar.

Kibirlenir ve diğer insanlara küçümseyici, aşağılayıcı bir gözle götüreceğini. Ama bizlerinse yapması gereken ise aklımızı kullanıp istiğna yolunu tutmamızdır. Vesselâm...

 

İlahiname 2 Cilt, Feridüddin Attar, Çeviren Abdülbaki Gölpınarlı, Meb Basımevi,1996

Bu haber toplam 2229 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.