Geceden Sonra Gelen Gündüz

25.02.2017 20:57:16
Geceden Sonra Gelen Gündüz

 Geceden Sonra Gelen Gündüz

Ruveyda Yaman *

15 Temmuz gecesi direnişi, vatan için gözünü kırpmadan canını feda eden kahramanların gelecek nesillere emanetidir. O gün hangimizin aklına gelebilirdi ki darbe olacağı, kim bilebilirdi ki onların birer vatan haini olacağını, kim bilebilirdi ki yeniden 27 Mayıs 1960'daki gibi, 12 Mart 1971'deki gibi, 12 Eylül 1980'deki gibi, 28 Şubat 1997'deki gibi olacağını, ama bu günü o günlerden ayıran bir şey vardı o da meydanları hınca hınç dolduran milletin direnişi idi.

Nene Hatunların, Sütçü İmamların, Hasan Tahsinlerin torunları Ömer Halisdemirler, Halil İbrahim Yıldırımlar, Engin Tilbaçlar ve niceleri bu toprakları savunmak için o gece oradaydılar.

O gece, o meydanlarda binlerce kişi vardı. Ama orada ne din, dil, ırk, sağcı, solcu, ne de siyah beyaz üstünlüğü vardı. Sadece tek bir amaçları vardı vatan, millet ve ALLAH aşkı vardı kalplerinde. Bizler o gece sesimizi; rengimiz, inancımız, görüşümüz ne olursa olsun '' Biz biriz'' demek için yükselttik.

Bizler günlerce, haftalarca sokaklarda milli irade nöbetleri tuttuk. Kimimiz orada kanını döktü, kimimiz orada gözyaşını döktü, neden peki neden yaptık bunu? Vatan için, millet için ve şerefimiz için yaptık. Şair Mehmet Akif Ersoy; ''Rabbim, bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın'' demiştir.  Bizim için de; Rabbim bizleri bir daha 15 Temmuz darbe gecesini yaşatmasın.

15 Temmuz gecesi, Boğaziçi Köprüsünün kapatılması ile başladı. Daha sonra bombalar patlamış, rehineler alınmış ve TRT'den bildiri yayınlanmıştır. Ancak RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN emri ile çoluk çocuk, ihtiyar, genç sokağa akmıştır. Kimisi ailesini Fatih Satır gibi; ''Ölmek var dönmek yok. Hakkını helal et. Şehit olmaktan geri dönüş yok. Hepinizi seviyorum '' diyebilmiştir. Kimisi de bir elveda diye bile diyemeden şahadet şerbetini içmiştir. Erol Olçak gibi, Abdullah Tayyip Olçak gibi, Yasin Yılmaz gibi, Muhammed Yalçın gibi, Metin Aslan gibi binlerce kişi imanları ile sokağa çıktılar ve kazandılar; çünkü HEPSİNDE ALLAH AŞKI VARDI.

Soğuk bir gecenin ayazında çiğ damlaları gibi düştü toprağa 241 can, nasıl yaptılar ve nasıl kıydılar onlara! Sadece çiğ taneleri soğuktu o gece; çünkü akan bütün gözyaşları yan aklarımızı yakıp, süzülüyordu. Nasıl oldu da bunlar oldu? Bugün o bastığımız toprak parçası daha bir önemli idi. Çünkü bu gece tam da bu toprağı korumak için buradaydık.

Bu gece sadece bir avuç toprak değil binlerce can demekti, binlerce kişi demekti, geleceğimiz demekti.

Bizler o gece destan yazdık. O gece kimimiz tankları sürdü, kimimiz tankların önüne yattı, kimimiz de canını hiçe sayıp sokağa aktı. Bizler o gece meydanlara imanımızla, Kur'an'ımızla ve abdestimizle gittik. Tüm dünya bir kez daha anladı ki muhtaç olduğumuz asıl şey imandır, samimiyettir, cesarettir.

15 Temmuz 2016 Cuma, takvimden koparılıp mazide yerini almaya hazırlanmıştı. Ta ki aklını kiraya vermiş, vicdanını satmış hainlerin saldırısına uğrayana kadar… Bunlar aşımıza, ekmeğimize, vatanımıza ve toprağımıza göz diken çıyanlar ve engereklerdir. Onların görünüşü ve ruhu bize benziyordu oysaki onların kalpleri, bize hiç benzemiyordu. O gece sadece halk yoktu, polisler ve asker kılığına girmiş haşhaşilar yerine gerçek Mehmetçiklerimiz vardı.

Orada mahşeri bir kalabalık vardı. Kimi daha ne olduğunu anlayamamıştı, kimi ise mermileri göğüslerinde söndürme telaşesindeydi. Bir yandan tekbirler, bir yandan da anaların oğullarına verdiği nasihatler: ''GİDİN VE NÖBETLER BİTENE KADAR EVE GERİ DÖNMEYİN, GEREKİRSE ŞEHİT OLUN'' diyorlardı. Kim, göz göre göre yavrusunu ölüme gönderirdi?

O gece salalar eşliğinde destanlar yazıldı. O gece salalar sayesinde bizler birlik olduk. Ruhumuza, ruhumuzdan kalbimize fısıldayan ses bizlere '' Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH'a mahsustur''. Diye fısıldadı…

Bu direnişle sahiplenilmiş bir vatanın hiç değişmeyecek değerde emanetçileriyiz biz tüm imkânsızlıklara rağmen… Meydan okuduk kanla sulanmış toprağa üşüşen çıyanlara… Ay ve Yıldız ile şahitliğini bildik bu sevdanın… Şairin de dediği gibi ''Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır'…

*Turgut Özal İmam Hatip Ortaokulu, 8. Sınıf öğrencisi

Bu haber toplam 2529 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.