NUREDDİN YILDIZ’LA RÖPORTAJ

9.05.2016 21:07:08
NUREDDİN YILDIZ’LA RÖPORTAJ

 NUREDDİN YILDIZ’LA RÖPORTAJ

İslami camianın önemli isimlerinden olan Nureddin Yıldız Hoca ile aile ve çocuk eğitimi ekseninde bir röportaj gerçekleştirdik.

Eğitimle Diriliş: İslami bir ailede anne,  baba ve çocuğun rolleri neler olmalıdır?

Nureddin YILDIZ: Anne baba ve çocuklar, herkesin birinci rolü kulluktur. Evde herkes Allah’ın kuludur. Allah’ın kulu olmayı idrak edenler için ‘kullar arası ilişki’ kuralları devreye girebilir. Bunun anlamı şudur: Evde öncelikle Allah’ın kulu olarak bulunduğumuzu bilmemiz gerekir. Anne veya çocuk, sonuç değişmez. Herkes, kul olduğunu bilecek, kulluğun gerektirdiğini yapacak. Bunun bir başka anlamı da şudur: Kul isek ve evde kul olarak bulunuyorsak bizim ev içi ilişkilerimizin hesabını da kulu olduğumuz Allah’a vereceğiz. Nihai hesabımızı Allah’ın rızasına göre belirleyeceğiz.

   Bu ortam sağlandığında Allah’ın rızasının dikkate alındığı bir hayat yaşanmış olacaktır. Acılar bile zevke dönüşebilir öyle bir evde. Evlerimizde Kur'an eksenli hayatımız olsun, Müslümanca yaşayalım temennimiz de zeminini bulmuş olur.

Eğitimle Diriliş: Çocuk yetiştirmede annenin görev ve sorumlulukları nelerdir?

Nureddin YILDIZ: Bizim itikadımızda anne ‘evinin çobanıdır.’ Hadisi şerif, ‘Kadın evinin çobanıdır.’ Diyor. Evet, ekonomik olarak sorumluluk babanın üzerindedir. Evin dış dünya ile bağlantısını baba kuracaktır. Ev içi gidişatın insaniliğini ve Müslümanca olmasını da genel hatları ile erkek üslenecektir ama ayrıntılar kadın üzerinden yürür, yürümelidir.

Burada bir imtihan noktası önümüze çıkar. Kadın evin çobanıdır. Evdeki çocuk dâhil pek çok görevi o üstlenir. Kadın sorumluluklarını yerine getirirken,  onun da sorumlusu durumunda olan eşinin müdahalesi veya yan tesiri ile karşılaşabilir. Erkeğin yanlışı ya da kadının yanlışı yüzünden görevde yani çobanlıkta aksama olabilir. Böyle bir durumda mü'min insan Kuran’ını, Peygamber aleyhisselamın Sünnet’ini devreye koymasını bilir. Bilmezse adeta kaş yaparken göz çıkarır. Bundan da hem kendileri hem de mesuliyetini taşıdıkları çocukları zarar görür.

Dönüp şu noktaya gelmiş oluyoruz: Evde erkek veya kadın ya da çocuk olmaktan önce kul olarak bulunduğumuzu bilirsek nefislerimizi esaretten daha kolay kurtarırız. Çevre etkisinde kalmayı da en azından hafifletiriz. Aksi takdirde ise aile zaten meşakkatli iken bizim için biraz daha yoğun bir meşakkate döner.

Eğitimle Diriliş: Çocuk yetiştirmede babanın görev ve sorumlulukları nelerdir?

Nureddin YILDIZ:  Anne için söylenenle baba için söylenebilecekler aynıdır. Adların değişmesi,  kuralları değiştirmez. Baba da kuldur anne de. Kulluk ne gerektiriyorsa yapılması gereken de o dur.

Eğitimle Diriliş: Aile içinde eğitici ne gibi etkinlikler yapılabilir?

Nureddin YILDIZ: Çok yaygın olarak eğitim programları, çalışma örnekleri bulunmaktadır. Pek çok evde eğitimle alakalı birden çok kitap da bulunuyor. Bu nedenle biz daha pratik birkaç başlıkta tavsiyelerimizi zikredelim. Bu tavsiyelerimizi de ‘Mü'min Aileler İçin Eğitim Kılavuzu’ gibi bir başlıkla anmakta yarar görüyorum:

-      İman ve iman eksenli düşünme ilkemiz olmalıdır.

-     Heyecansız hayat sönüktür. Heyecanı,  eğitim unsuru olarak düşünmeliyiz.

-      Ailenin her ferdinin kabiliyeti kendine göredir. Kimse kimsenin kopyası değildir, olamaz da. Herkes kabiliyeti ne ise ona göre yetişmelidir. Kimin ne kabiliyeti olduğu da evin dışındaki uzmanlarca tespit edilmelidir.

-     En önemli eğitim başlığı belki de kötü örneklerden uzak durma ve tutma olmalıdır. İyi ne kadar yaygın olursa olsun kötünün ifsat gücü daha yüksektir.

-     Örnekler yoğun tutulmalıdır. Başta sahabiler olmak üzere evimiz örnek tutabileceklerimizle canlı hale getirilmelidir. Özellikle yaşayanlardan olmayan örnekler çocuklarımıza sunulmalıdır.

-      Sabır, eğitimimizin unu olmalıdır. Sabırla yoğrulmasını bilmeyen aileler eğitim denebilecek bir iş yapmayı beceremezler.

Eğitimle Diriliş: Teknolojinin günümüz aile bireyleri üzerindeki etkisi ne boyutta ve ne yöndedir?

Nureddin YILDIZ: Teknoloji etkisi değil teknoloji esareti denmelidir.

Ne atabiliriz ne tutabiliriz denebilecek bir durumdur bu. Herhalde Rabbimiz bu zamanda bizim imtihanımızı da teknoloji üzerinden yapmayı murat etmiş olmalıdır. Bu mantıkla bakarsak muvaffak olma ihtimalimiz yükselir.

Teknoloji muhakkak bulunmalıdır. Bulundurulacak ve kullanılacak teknolojiyi şu şekilde tasnif edebiliriz:

-      Zorunlu olanlar,

-     Gerekli olanlar,

-      İsraf olanlar.

Değerlendirirken bu tasnife göre değerlendirirsek zararlısı ile zararsızını da ayırmış oluruz.

Eğitimle Diriliş: Eskiye kıyasla komşular arasındaki iletişim ve ziyaretleşme artmış mıdır, azalmış mıdır? Bunun sebebi nedir? Bu durumun eksileri ve artıları nelerdir?

Nureddin YILDIZ: İnsanların akraba bile olsalar birbirlerine tenezzülsüzlükleri bir hastalık olarak önümüze çıkmıştır. Devlete ve sosyal güvence sağlayan kurumlara itimat bir hastalıktır. Mü'min olarak biz bu hastalıktan uzak kalmalı idik. İnsanlığımızı yitirmemizle çok yakın olan bir hastalık olarak görüyorum bunu.

Komşunun mikrop bulaştırması diyebileceğimiz boyut da vardır. Belki de evlerimize kapanacağımız bir durum da aranabilir. İki zıt pozisyon yani komşuyu, insanı unutma ile ondan olumsuz etkilenme arasında orta bir çizgi bulabiliriz. Bunu hocalarımız bize eğitim konusu olarak verebilirler. Vermelidirler de.

Eğitimle Diriliş: Sizce çekirdek aile mi yoksa geniş aile mi daha İslamidir?

Nureddin YILDIZ: Kulluğumuzu en iyi yapabildiğimiz,  ailedir. Aile de odur zaten.

Eğitimle Diriliş: Günümüzde madde bağımlılığının gençler arasında artmasının ailevi açıdan sebepleri nelerdir?                                                                                                                                                                                                         Nureddin YILDIZ: Nuh aleyhisselam bile olsak çaresiz kalabiliriz. Bu ayrı bir mesele.

Çocukların boş vakit bulabilmeleri yani hayatlarının dolu dolu olmaması,

Arkadaş ortamlarının kontrolsüz olması,

Kötü örneklerden korunmamış olmaları,

Ahiret hesabının eğitim olarak geciktirilmiş olması yani baliğ olduğu hâlde sanki onun için cehennem henüz tutuşturulmaz gibi algılanması ve benzeri sebepler,  bu afeti önümüze çıkarmış olabilir.

Allah yardımcımız olsun.

 



Bu haber toplam 4798 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.