ZİYA TEPE İLE RÖPORTAJ

10.07.2015 14:43:22
ZİYA TEPE İLE RÖPORTAJ

 
 
Müslüman Ülkelerdeki Çatışmaların Ve İçler Acısı Durumun Müsebbibi Seküler Eğitim Sistemidir.
 
 
Eğitimle Diriliş: Resmi eğitimin (Formel Eğitim) karakter eğitiminde yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Neden?
 
Ziya Tepe: Yeterli olduğunu düşünmüyorum. Formel eğitimden geçen nesillerimizin durumu göz önündedir. Eğitimimizin temel anlayışı ideolojiktir. Toplumun bütününü batılılaştırma adına değişime uğratmaktır. Bu değişimin oluşması için de halkın önce dini, manevi ve ahlaki değerlerden uzaklaştırılması gerekmekteydi. Ülkemizdeki her türlü terörün ve yozlaşmanın temelinde eğitim sistemimiz vardır. Hani bir atasözünde, “Ne ekersen onu biçersin.” diyor. Mevcut eğitim sistemi de ektiğini biçiyor. Çünkü mevcut eğitim sisteminde karakter eğitimi göz ardı edilmektedir. Yakın dönemde her alandaki gelişim ve değişim karakter eğitiminde de küçük çaplı da olsa kendini göstermiştir.
 
Sistemle beraber fertlere ve sivil toplum kuruluşlarına da eğitim alanında büyük gayret ve sorumluluklar düşmektedir. Kısaca bizler de neslimizin karakter eğitiminden sorumluyuz.
 
Eğitimle Diriliş: Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun amacı neydi sizce? Getirileri ve götürüleri nelerdir?
Ziya Tepe: Tevhid-i Tedrisat, Cumhuriyet projesinde halkı değiştirme ve dönüştürme planlarının etkin bir parçasıdır. Bu kanun, devlete bağlı eğitim kurumları dışındaki tüm alternatif sivil eğitim kurumlarının kaldırılması ve yasaklanmasını içerir. Bu kanunun temel hedefi özellikle Türkiye’de yaygın olan ve dini eğitim veren medreselerin kaldırılmasıdır. Bu tür eğitim sistemleri ancak kapalı yönetimlerin hâkim olduğu ülkelerde mevcuttur. Resmi ideoloji dışında farklı bir anlayışa ve dünya görüşüne sahip olunmaması için birçok kitap yasaklanmıştır.Hatta yasaklı olmayan kitaplar yüzünden bile binlerce insanımız mağdur olmuş, zulüm görmüş ve hapis yatmıştır.
Bu yıl Urfa’da vefat eden ve Said Nursi’nin öğrencisi olan Abdulkadir Badıllı Hoca, bir zamanlar tanıdığı birine kitap hediye eder,hediyeyi alan kişinin üzerinde bu kitap yakalanır. Bu kişiyi tutuklarlar. Kitabın içine baktıklarında Badıllı Hoca’nın ismini görürler. Hoca kendisinin de tutuklanacağını öğrenince firar eder. Ardından Hoca beş buçuk yıl hapse mahkûm edilir. Af çıkınca mahkemeye çıkar ve Hâkim, Badıllı Hoca’ya hitaben: “Senin gibi bir hocaya dağa kaçıp saklanmak yakışıyor mu?” deyince Badıllı Hoca, şöyle cevap verir: “Peki birisine hediye ettiğim bir kitap yüzünden bana beş buçuk yıl ceza vermeniz size yakışıyor mu?”
Kısacası halka böylesine baskı kuran ve dayatma getiren anlayışın Tevhid-i Tedrisat (eğitimi birleştirme) uygulaması da başka bir düşünce ve anlayışa hayat hakkı tanımama şeklinde olur.
Tüm İslam ülkelerinde içten ve dıştan dayatılan eğitim sistemleri vasıtasıyla bu günlere gelinmiştir. Bugün Müslüman ülkelerdeki çatışmaların ve içler acısı durumun müsebbibi seküler eğitim sistemidir.
 
Eğitimle Diriliş: İslami camiaların eğitim çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Ziya Tepe: Eğitim bir disiplindir ve tüm hayat boyu süren uzun soluklu bir uğraştır. Eğitim; ciddiyet, azim ve sabır ister. İnsan, sürekli terakki etmeye uygun bir şekilde yaratılmıştır. Kamilleşme ve gelişmeninbir sınırı yoktur. O halde eğitim sistemimizi hayat boyu sürecek şekilde dizayn etmemiz ve planlamamız gerekmektedir. İslami eğitim sistemi insanı Allah'a yakınlaştırır ve kâmilleşmeye götürür. Örneğin namaz, ergenlikten vefat edene kadar devam eden bir farzdır.
Türkiye'deki İslami camiaların eğitim sistemleri farklı farklıdır. Ancak bu eğitim sistemleri hem ülkemizde hem de dünyada insanları cezp edecek bir seviyeyi ve kaliteyi yakalayamamıştır. Camialarımız eğitim sistemlerini yeterli gördükçe de asla ilerleyemeyeceklerdir. Bu sebeple, eğitim sahasında iyi yetişmiş yetkin şahsiyetlere ihtiyaç vardır. Camiaların eğitim sahasını ihmal etmemeleri gerekir.
 
Türkiye'deki camiaların eğitim sistem ve tarzlarını değerlendirmek öyle kolay bir mesele değildir. Aynı zamanda başlı başına araştırma gerektiren bir alandır. Ancak kabataslak bir şey söyleyecek olursak, Türkiye'deki bazı camialar ciddi eksikliklerine rağmen kendi eğitim sistemlerini oturtmuşlardır; ekserisi de medrese sistemine dayalıdır. Bunların içinde Nurcuların da kendine has, oturmuş bir sistemleri vardır.
Bazı camiaların eğitim tarzları ise Türkiye'de solun eğitim sistemine benzer şekilde ideolojik tarzdadır. Bunlar, ayakları yere basmadığı için, kaygan bir yetiştirme tarzına sahiptirler. Nerede duracakları ve ne olacakları belli değildir. Bu kesimde eğitim tarzı daha büyük bir sorundur.
 
Eğitimle Diriliş: Yıllardır sürdürülen ev sohbetlerinin yeterince faydalı olduğunu düşünüyor musunuz? Ev sohbetlerinden daha faydalı olacak bir alternatif yöntem ne olabilir?
 
Ziya Tepe: Evlerde sürdürülen çalışmaların elbette faydası çok olmuştur. Ancak bu sohbetlerin daha kalıcı ve faydalı olması için hem ehil eğitimciler işe koşulmalı hem de sohbetler daha planlı ve zengin içerikli olmalıdır. Sohbetler eğitim geleneğimizde kendine has bir tarzdır. Bu sohbetlerden daha fazla insanın faydalanabilmesi için halka açık şekilde olmasında fayda vardır. Hatta mümkünse bu sohbetler kitap haline getirilmelidir. Biliyoruz ki sohbetler eğitim tarihimizin güçlü geleneklerinden birisidir. Bu gelenek daha kapsamlı araştırılıp daha fazla eser kaleme alınmalıdır.
Eğitim tarihimizde sohbetler genelde camilerde ve dergâhlarda yapılırdı. Bu sohbetlerin bir kısmı kitap haline getirilmiş ve günümüze intikal etmiştir. Tekrar belirteyim ki, sohbetler kendine has tatlı bir üslubu olan ve eğitici gücü yüksek bir alandır. Bu alanda kendim de okuyup etkilendiğim birkaç kitap ismi vereyim: Şeyh Abdulkadir Geylani’nin “Fethu-r Rabbani (Sohbetler)” ile “Cilau’l Hatır” adlı eserleri… Müslümanların bu alanda yazılmış eserleri önemseyip istifade etmeleri gerekir.
 
Eğitimle Diriliş: Devletin eğitime ayırdığı bütçeye rağmen eğitim-öğretim çalışmalarında başarı sağlanamamasının sebepleri neler olabilir?
 
Ziya Tepe: Aslında yaklaşık yüz yıldır devlet tarafından yürütülen “seküler eğitim” kendi açısından belli bir başarı sağlamıştır. Kanımca devlet, eğitim projesinde hedeflerine belli bir oranda ulaşmıştır. Toplumda değişim çok yavaş işlediği için insanlar bu değişimin farkına varamıyorlar. Bundan dolayı da devletin eğitim projesinin sebep olduğu bu değişimi fark edip değerlendirmek kolay değildir. Devlet, kendi kurumlarında ideolojik eğitime önem vermiştir. Hatta bu süreci ehemmiyetle takip etmiştir.
Mesela kılık kıyafete gösterilen hassasiyet öğrencilerin gerektiği gibi eğitim-öğretim alıp alamadıkları konusunda gösterilmemiştir.
 
1980 sonrasında bir arkadaş şöyle diyordu: “Biz devletin eğitim fabrikasının bozuk mamulleriyiz. Yani devlet anlayış ve yaşayış olarak bizleri değiştirip dönüştüremedi.” Gerçekte ise fabrikada belli bir işlemden geçen mamul bozuk çıksa da mutlaka belli bir şekil almıştır. O zaman İslamcı olan bu arkadaş bugün farkında olmadan milliyetçi bir dile ve ölçmede ulusalcı kriterlere sahiptir. Hasılı, mevcut eğitim sisteminden (az veya çok) her birey etkilenmiştir.
 
Eğitimle Diriliş: Kendini yetiştirmek isteyen gençlere neler önerirsiniz? Kimleri okumasını tavsiye edersiniz?
Ziya Tepe: Derslerine disiplinli bir şekilde çalışmalarının yanında aydınlanmaları ve kültürel yönlerini geliştirmeleri için çok iyi okumalarını tavsiye ederim.
Cemil Meriç şöyle diyor: “Öğrenciler ortaöğretimde gelişimlerinin kültürel aşamalarını tamamlamaları lazımdır. Üniversite ise uzmanlaşma sürecidir.” Maalesef bir gencin ortaöğretimde kültürel gelişimini tamamlamış olduğuna halen şahit olamadık. Bizler olması gerekenin bu kadar uzağındayız. Yine Cemil Meriç şöyle diyor: “Gençler bir fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmalıdırlar.”
 
Batı ülkelerinin birinde ilkokulu bitiren her bir öğrencinin ortalama iki yüz yetmiş kitap okuduğu ortaya çıkmıştır. Ben de kendi sınıfımda yaptığım bir araştırmada ilkokulun ilk beş yılında her bir öğrencinin ortalama yirmi kitap okuduğunu gördüm. Bu kitapların çoğu da ince 20-30 sayfalık kitaplar. Bir Batı ülkesinde ilkokulda bir öğrenci ortalama iki yüz kitap okuyorsa bir Müslüman ülkede ise bu sayının en az üç yüz olması gerekir.
 
Gençlerimizin en başta, Müslüman âlim ve bilginlerimizin hayatlarını ve yazdıkları eserleri okumaları gerekir. Kendi kültürlerinden beslenmeleri elzemdir.
 
İslam, hayatın her alanında muazzam bir kültür ve ilmi birikime sahiptir. Bu konuda Fuat Sezgin’le yapılmış röportajın yazıya döküldüğü “Bilim Tarihi Sohbetleri” adlı kitabı okumalarını tavsiye ederim.
Gençler okumalarında ilmiyle amel eden büyük şahsiyetlerin kitaplarını daha çok tercih etmelidirler. Bedi-üz Zaman Said Nursi, Peygamber Efendimiz (s)’in “Büyük cihad zalim yöneticiye karşı hakkı söylemektir.” hadis-i şerifini açıklarken “İşte bizler bu âlimlerin kitaplarını okumalıyız.” diyor.
Gençlerimizin ahlaki gelişimine çok önem verilmelidir. Bir İslam bilginimiz, kendi öğrencilerine diyor ki: "Sizler ilim sahibi olmak için nasıl gece gündüz çalışıyorsanız; ahlakınızı güzelleştirmek için de gece gündüz çalışınız. Çünkü güzel ahlak sahibi olmak en az ilim sahibi olmak kadar önemlidir. İnsanı insan yapan güzel ahlaktır. Güzel ahlak ise çocukken ve gençken elde edilir. Gençlikten sonra güzel ahlak elde etmek çok zordur. Ondan dolayı atalarımız demiş ki: 'Ağaç yaşken eğilir.' "
 
Gençler, başta namaz olmak üzere oruç, tefekkür, zikir gibi ibadetlerine hassasiyet göstermeli, ibadetlerini özenle ifa etmelidirler. Gençken yapılan ibadetin Allah indindeki değeri daha yüksektir.
 
Gençlere diyeceğim başka bir şey de her türlü hak ve hukuka riayet etmeye özen göstermelerinin gerekliliğidir. Bilmelidirler ki hak ve hukukun olmadığı bir yerde insanlar iflah olamazlar. Medeniyet sahibi de olamazlar. Ayrıca şehirlerimizin de bizler üzerinde bir hakkı olduğunu gençlerimiz bilmelidirler. Bu konuda Seyyid Kutub'un "Dünya Barışı ve İslam" kitabını okumalarını tavsiye ederim.
 
Eğitimle Diriliş: Günümüz Müslüman toplumlarında ortaya konmuş alternatif ve işe yarar bir eğitim sistemi var mıdır sizce?
 
Ziya Tepe: Müslümanlar tarafından oluşturulan ve oluşturulacak eğitim sistemleri diğer sistemlere alternatif olması için oluşturulmaz; inanç ve değerlerimizin gereği olarak ve ihtiyaçlarımıza binaen oluşturulur. Dünyada Müslümanlar tarafından ortaya konulan tüm eğitim çalışmaları hakkında bilgi sahibi değilim. Bununla birlikte eğitimle ilgili bazı çalışmalar hakkında biraz bilgi sahibiyim. Filistinli İsmail R. Faruki, yaptığı çalışmayı “Bilginin İslamileştirilmesi” adıyla kitaplaştırmıştır. Malezya’da Nakib el-Attas’ın eğitim üzerine yaptığı çalışmaları üzerine Malezya İslam Üniversitesi kurulmuştur. Yine Pakistan’da Allame İkbal’in eğitim ile ilgili düşünce, fikir ve çalışmaları olmuştur. İkbal’in eğitim konusundaki düşünceleri K.G Saiyidain tarafından “İkbal’in Eğitim Felsefesi” adlı kitapta toplanmıştır.
Temennimiz odur ki; dünyada tüm Müslümanların yaptığı eğitim sistemlerini ve uygulamalarını bizlere aktaracak araştırma ve kitapların yazılmasıdır. Bizler de bu kitaplarla eğitim konusunda daha çok aydınlanırız ve istifade gücümüz artar.
 
Eğitimle Diriliş: Eğitimle Diriliş Projesi hakkında ne düşünüyorsunuz.
Ziya Tepe: Kâhta ilçemizde eğitim alanına has çıkardığınız dergi ve yaptığınız çalışmalar bizleri sevindiriyor. Allah (c.c) sizleri de sevindirsin ve gönüllere sevdirsin.
 
Dini ve kültürel değerlerimizden hareketle kitap tahlilleri yapma, makaleler yazma, dergi çıkarma, internet sitesi çalışmaları gibi hizmetlerde bulunuyorsunuz. Yaptığınız çalışmaların daimiliğini yüce Allah'tan diliyorum. Kısacası eğitim üzerine yaptığınız çalışmayı çok önemsiyorum. Hem sizler için hem de Müslüman toplumumuz için hayırlı olacağına inanıyorum. Çünkü bu çalışmalar fedakârlık isteyen gönül işidir. Rıza-yı İlahi'ye dayalıdır. Yaptığınız her türlü hayırlı işte Allah (c.c) yar ve yardımcınız olsun.
 
 
 
 
 
 
 

Bu haber toplam 3290 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.