“SİRET AFETE KALKANDIR”
a’ya…
Tevekkül yolda olmaktır biraz da gülüm.
Dilinle terennüm edemediğini kelimelere söyletmektir tevekkül,
Kuşanabilmektir cümlelerle mücahedeyi…
Sonra güzel amellerle, işlerle…
Rükuya ve secdeye varan kelimelerle koyulabilmektir yola.
…
Lût (a.s) olmak yolda olmaktır biraz da.
Biz Efendimizden (s.a.v) böyle biliriz.
Biliriz, savaşın en çetin anında bile ‘yol’ Nebi’yle birlikte namaza durmaktır.
Fırtınalı ve yağmurlu bir günde âmâ gözlerle mescidde.
Göğsündeki kayaya rağmen “Ehad”da,
Çölün tüm yokluklarına rağmen Ebu Zerce yola koyulmakta,
Susuzluktan dudakları çatlamasına rağmen,
Bir avuç suyu akla değil kalbe havale edebilmektir bilesin...
Bilesin ki yola koyulmak arındırır,
Yol ihya eder…
…
Muhkem bir istikamet edin ve koyul yola.
Yürüdükçe arınır, arındıkça güçlenirsin.
Nuh olmak için Nuh’un davasına talip olman,
Gemiye işçi olman lazım gülüm.
Kalbini ve aklını gemiye odaklanmanı engelleyecek şeylerden korumak için.
Ne işte mahirsen, neyi kullanabiliyorsan al eline ve gir gemiye.
İş ihya eder.
Amel korur.
Yola koyulmak için arı bir ruh halini bekleme,
Vesveseden kurtulmak,
Zandan arınmak için…
Arkana bakmadan yürümek için evvelen yolda olman lazım,
Yola koyulman lazım,
Bilesin.
İlahi buyruk: Yolda değilsen helak olursun.
Son Söz: "Sîret (yürüyüş, yol alış, iş tutuş) âfete (belaya, musibete, sıkıntıya, derde) kalkandır." ( Aşık Paşa )