NECİP FAZIL'IN GENÇLİK TASAVVURU- İRFAN ÇELENK

26.03.2024 18:01:44
NECİP FAZIL'IN GENÇLİK TASAVVURU- İRFAN ÇELENK
NECİP FAZIL'IN GENÇLİK TASAVVURU- İRFAN ÇELENK

 Bu yazı Eğitimle Diriliş dergisinin 20. sayısından alınmıştır. 
 

Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904 yılında doğmuştur. Türk şiirinin önde gelen isimlerinden birisi olarak gösterilmekte, “Üstad” lakabı ile anılmaktadır. Şiir, öykü, roman, tiyatro, fıkra ve hatıra gibi birçok türde eser kaleme almıştır. Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile ve Şiirlerim gibi eserlere imza atmıştır.

 

Necip Fazıl, özellikle 24 yaşındayken yayımladığı ikinci şiir kitabı Kaldırımlar ile tanınmış ve bu şiir kitabından dolayı Kaldırımlar Şairi lakabıyla tanınmıştır. 1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve o devirde Türk basınının merkezi olan Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934 yılında Nakşibendi tarikatı şeyhi olan Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra büyük bir değişim yaşayan Kısakürek, Büyük Doğu dergisi yoluyla İslamcı görüşlerini ortaya koymuştur. İlk dönem şiirlerinde toplumsal bir yönlendirme, ideal gençlik tasarımı söz konusu değildir. 1934 sonrası kaleme aldığı şiirlerde “gelecek nesil” kaygısının ön plana çıktığını görürüz. Bu dönemde Büyük Doğu dergisi Türkiye'de Büyük Doğu Hareketi'nin  yayılmasında öncü bir rol oynamıştır. 25 Mayıs 1983 yılında hayatını kaybetmiştir.

 

Ana değerlerinden kopmuş, hastalanmış, köhnemiş, yozlaşmış, geri kalmış bir medeniyeti tekrar diriltme çabası içerine girmiş olan Necip Fazıl, Batılı normlara göre oluşturulmuş yeni seküler, laikçi devlet anlayışına karşı alternatif bir dünya görüşünü savunma ve yayma çabası göstermiştir. “Büyük Doğu” kavramında Batıcılık fikrine karşı Asyacılık düşüncesi ön plana çıkmaktadır.

 

“İslamcılık” fikrinin önemli temsilcilerinden olan Necip Fazıl, Türkiye’de İslamî düşüncenin entelektüel plandaki ilk ve en önemli şahsiyetlerinin başında gelmektedir. Cumhuriyet dönemindeki aydınların Batı  hayranlığı ve aşağılık komplekslerinin aksine İslami düşüncenin üstünlüğünü tüm dünyaya haykırmış, Batıcılıktan daha üstün bir düşünceye sahip olduğunu Büyük Doğu dergisinde yazdığı yazılarla, şiirlerle ifade etmiştir.

 

İnanç temelli sanat anlayışında toplumsal sorunları özellikle Müslüman toplumun sorunlarını dile getirmiş, bu sorunlarla nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin yolunu göstermiştir. Büyük Doğu dergisinde batı hayranı gençliğin karşısında alternatif bir nesil oluşturma çabası vardır. İslami davanın ancak gençlerle yükselebileceğini savunan Üstad konferanslarında ve sohbetlerinde sözü gençlere getirmekte “Aziz Gençler”, “Bir Gençlik, Bir Gençlik, Bir Gençlik” “Anadolu Gençliği”, “Beklenen Nesil” gibi hitaplarla onları davaya katmıştır. Necip Fazıl, İslâm inkılabının, ruhunu dökeceği kalıbın “gençlik” olduğunu ifade eder. 

 

Üstad’a göre dönüşümü sağlayacak gençlik Hz. Muhammed’i ve sahabelerini rehber alacaktır: “Ne bugünkü murakabesiz, rehbersiz, gayesiz ve şahsen mesuliyetsiz gençlik; ne dünkü çürümüş ve kokmuş, şaşırmış ve ihtilâca düşmüş nesiller; ne de evvelki kitapların ve mevzuların başlıklarına takılı ve kakılı  softacıklar nesli… İslâm inkılabını  kadrolaştırmaya memur gençlik, Sahabîler ve onların gerçek bağlılarından başka kendisine hiçbir ruhî örnek kabul etmeyecek ve bu ruhu, baştanbaşa yepyeni, fakat aslına uygun olarak, nefsinde ve dünyada maddeye nakşedecektir” diyerek gençliğin yolunu, izini bilmeyen gayesiz, manasız, rehbersiz, sorumsuz nesli değil; sahabe dönemini örnek alması gerektiğini ifade eder.

 

Sahabe döneminden sonra veya Asr-ı Saadet diye ifade edilen dönemden sonraki nesillerin İslam’ın gerçek manasını kaybettiklerini, hatta “ölü nesil” diye ifade ettiği yozlaşmış, dini tekke ve zaviyelerdeki şekilcilikten ibaret sayan bu nesli değil; İslam’ın ilk dönem şahsiyeti olan sahabe neslini örnek almasını istiyor. “Bu gençlik, annesine, babasına, dedesine, ninesine ve geride bıraktığı mümin nesillere, sadece ve kısaca ancak Müslüman oldukları için saygı besleyecek ve İslami temsil kadrosunun bugünkü duruma düşmesinden tarih boyunca bu ölü nesillerden hiçbirisini hiçbir hususta, hiçbir tavır ve edasıyla, hiçbir renk ve çizgisiyle taklit etmeyecektir. Çünkü eskiler gerçek ve derin Müslümanlar değildirler.”

 

Necip Fazıl’ın idealindeki gençlik iman ve aksiyon birlikteliğini özümsemiş, ahlaki duruşu ve yaşantısıyla örnek bir şahsiyettir: “Bu gençlik, bütün muaşeret şekillerinden, maddi ve manevi  bütün tavır ve edalarda, ahlakta, edepte, hayâda, hicapta, saffette, ölçülü heyecanda, hakiki vecd ve aşkta ve bütün bunlara rağmen en yırtıcı hamle ve hareketlerde semavi bir zuhur denecek kadar muhteşem ve muazzam bir tecelliye, en harikulade renkler ve çizgilerle dekorluk edecektir”

 

İman ve Aksiyon adlı eserinde “İdeal genç”in özelliklerini şöyle ifade etmektedir:

 

  • Aşk 

  • Üstün akıl ve sır idraki 

  • Nefs muhasebesi 

  • Eşya ve hadiselere tahakküm ve onları tasarruf mizacı 

  • Aksiyon ruhu 

  • Gözükaralık 

  • Fedakarlık ve Disiplin 

  • En derin merhamet içinde en keskin şiddet 

  • Başta samimiyet, her şubesiyle O’nun ahlakı 

  • Zarafet ve estetik 

  • Tek ümmet modeli olarak sahabîyi almak

 

Üstad’a göre aşkla başlamayan her iş eksik kalır. Aşk-iştiyakla beraber idrak çabası, nefis mücadelesi ve aksiyonel kimlik gençlerde olması gereken temel özelliklerdir.

 

“Anadolu genci! Büyük Doğu idealinin ruhlar üzerindeki müşahhas nakşı olarak aşağıdaki 9 maddelik idrak seviyesine yükseldiğin ân her şey tamamdır: 

 

  • Tarihini, Garba karşı taarruz, müdafaa ve manevî teslimiyet diye üç devreye ayır ve her devrede mevkiini tespit et! Birinci devrede bahtiyar, ikinci devrede öksüz, üçüncü devrede kölesin! 

  • Dininin safiyetini ve bütün zaman ve mekân hâkimiyetini, derin bir vecdi içinde şuurlaştır; ve onu, ham yobaz ve kara softayla, aynı kolun ters mümessili ahmak kâfire karşı korumanın usulünü öğren! 

  • Son yüz küsur yılın satıh üstü budala taklit gayretini en gerçek kıymet hükmüne bağla ve Rumeli yoluyla gelen Yahudi, kozmopolit, emperyalist tesirleri, elle tutarcasına teşhis et! Artık sende, yüz küsur yıldır köpürtülen gerilik, ilerilik masallarını yutacak göz kalmasın!.. 

  • Siyasette, idarede, edebiyatta, fikirde, sahte kahramanlarla gerçeklerini ayırmayı bil; ve bunların gerçeklerini sana unutturmak ve sahtelerini de yutturmak için yalancı ilim imaline kadar gidildiğini kesret! 

  • Milliyetçiliği sadece belli başlı bir ruhun zarfı diye anla, mazruf dururken zarfı mefkûreleştirme; ve bu zarfın mekânını Anadolu kabul et! Anadolulu olmakla kalma, bu ölçü çerçevesinde Anadolucu ol! 

  • Kendini en merhametsiz nefs muhasebelerine tâbi kıl, zaaflarınla kuvvetlerini gayet iyi hesap et; ve Türk genci diye karşına çıkacak tipleri, maddelerinden ruhlarına kadar ezici bir heybet sahibi olmaya bak! Onlar, bütün fâni dünyalarıyla sadece nefsin, sense ruhun muhatabısın! Onların yolu pek kolay, seninkiyse çok çetin... 

  • Aşk, vecd, heyecan seciyesi... 

  • Hamle, teşebbüs, taarruz psikolojisi... 

  • Ev sahipliği tavrı ve hâkimiyet edası… 

 

Anadolu genci! Sen ol artık, ol ki bizde rahat ölelim!”

 

Görüldüğü üzere Üstad iman ve aksiyon birlikteliğini olmazsa olmazlar olarak görmektedir.

 

“Utansın” şiirinde toplumsal değişimin bireyden topluma doğru gerçekleşeceğini savunan Üstad burada gençlerin önüne hedefler koymaktadır:

 

“Tohum saç, bitmezse toprak utansın! 

Hedefe varmayan mızrak utansın! 

Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! 

Çatlarsan, doğuran kısrak utansın! 

Eski çınar şimdi Noel ağacı; 

Dallarda iğreti yaprak utansın! 

Ustada kalırsa bu öksüz yapı, 

Onu sürdürmeyen çırak utansın! 

Ölümden ilerde varış dediğin, 

Geride ne varsa bırak utansın! 

Ey binbir tanede solmayan tek renk;

Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!”

 

Şiirde de görüldüğü gibi gençlerin aksiyoner olmalarını ellerinden gelenin en iyisini ortaya koymalarını ifade etmekte, davayı daha ileriye taşımanın sorumluluğunu belirtmektedir. En nihayetinde gençlerin her türlü mücadeleyi, aksiyonu göstermesi gerektiğini belirterek nihayetinde sözü İslam’daki  “tevekkül” kavramına getirmektedir.

 

Necip Fazıl dini ve milli değerleri eşgüdümlü olarak şiirlerinde yansıtmış “dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik”  tasavvurunu dillendirmiştir. Yeni bir gençlik tasavvurunu tüm şiirlerinde işleyen Üstad bir gençlik hareketini başlattığını bir ideal neslin geldiğini ilan etmiştir:

 

“Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes! 

Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!”

 

Dini ve milli değerlerini özümsemiş bir gençlik tasavvur eden Üstad bu nedenle tarihimizi okumamızı ve tarihten dersler almamızı tavsiye etmekte, hakka teslimiyeti ifade etmektedir.

 

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” sözüne karşıt olarak “Halka değil hakka inanan, meclisinin duvarında "hâkimiyet hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti hakka kölelikte bulan bir gençlik...” istediğini ifade eder.

 

Alternatif bir “Gençliğe Hitabe” olarak kaleme aldığı “Bir Gençlik, Bir Gençlik, Bir Gençlik”  İslamiyet’in lideri Hz. Muhammed’i kendisine rehber edinmiş, onun dışında bir rehber ve yol tanımayan, İslamiyet’i, özellikle Asr-ı Saadeti kendisine örnek almış bir hitabedir. “Tek cümleyle, Allah’ın, kâinatı yüzü suyu hürmetine yarattığı sevgilisinin âlemleri manto gibi bürüyen eteğine tutunacak,  O'ndan başka hiçbir tutamak, dayanak, sığınak, barınak tanımayacak ve o'nun düşmanlarını ancak kubur farelerine denk muameleye lâyık görecek bir gençlik…”

 

“Zindandan Mehmed’e Mektup” adlı şirinde oğlu Mehmet üzerinden özlemini çektiği gençlik idealini ortaya koyar: 

 

“…genç, hem dâvamızın geçiş yolu, hem de emanetçimizdir. Doğrudan doğruya ruhuna iman doldurmakla mükellef olduğumuz büyük enerji deposu… Bunu da “Zindandan Mehmed’e Mektup” isimli şiirimde ifade etmeye çalıştım. Mehmed benim oğlum, bugün ortalama üniversite gençliği yaşında. Fakat Mehmed, benim oğlum olarak bu şiirimin muhatabı olmadı; gençliğin sembolü olarak muhatap oldu. Ve ben Mehmed’in şahsında “Semt-ür-re’s noktasının (ideâl) gencine hitab ediyorum:

 

“Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! 

Ölsek de sevinin, eve dönsek de! 

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! 

Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! 

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!”

 

Necip Fazıl burada da görüldüğü gibi genç nesle sonsuz güveni ortaya koymakta bu davanın ancak genç omuzların üzerinde yaşayabileceğini ifade etmiştir.

 

“Yeni Nesil” adlı bir başka şiirinde gençler yine aksiyonel kimlikleri ve cesaretleri ile ön plana çıkarlar:

 

“Maya tutmak üzeredir İslâm’ın yeni nesli; 

Toz kaldıracak kadar yıldızlardan, gür sesli…”

 

Necip Fazıl bir hareketin başladığını müjdelemektedir, haber vermektedir. Başlamış olan bu mücadelenin  yine gençlerin omuzlarında yaşayacağını, gençlerin davayı ileriye taşımalarını beklemektedir:

 

“Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim, manevî babanın tabutunu musalla taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymandır: 

Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes! 

Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!”

 

Üstad artık diriliş neslinin uyandığını ve mücadelenin başladığını ifade etmekte tüm zorluklarla mücadele dönemine girildiğine işaret etmektedir.

 

Son olarak da Necip Fazıl, son yıllarında gençler için yazdığı “Emanet Olsun” adlı şiirinde de davayı onlara emanet etmektedir:

 

“Ey genç adam, bu düstur sana emânet olsun; 

Ötelerden habersiz nizâme lânet olsun!..”

 

Sonuç olarak Necip Fazıl Türk Edebiyatı’nın en önemli şahsiyetlerindendir. İlk dönemleri elit bir Osmanlı ailesinin çocuğu olarak yetişmiş bir şahsiyet olarak tanınmış bu dönemde arayışlar ve sorgulamalar ön plandadır. Abdulhakim Arvasi ile tanıştıktan sonra düşünce dünyasında inkılap yaşamıştır. Gençlere olan güvenini her fırsatta dile getirmiş bu davanın da ancak gençlerle yükselebileceğini ifade etmiştir. Gençlerin aksiyoner olmalarını ellerinden gelenin en iyisini ortaya koymalarını ifade etmekte, davayı daha ileriye taşımanın sorumluluğunu belirtmektedir.  “Emanet Olsun” şiirinde de görüldüğü üzere davayı yine gençlere emanet etmiştir.


İRFAN ÇELENK



Bu haber toplam 132 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.