“Yeni” Felsefe Müfredatında da Eski Hamam Eski Tas / Köşe Yazısı - Bilal AKGÜL

15.02.2017 06:57:08
Bilal AKGÜL

Bilal AKGÜL

Yeni” Felsefe Müfredatında da Eski Hamam Eski Tas

“Yeni” ortaöğretim müfredatının temel felsefesi ve genel amaçları kısmı ile kazandırılacak temel beceriler ve yeterlilikler kısmına bakıldığında, oluşan eğitim atmosferi dikkate alınmazsa problemli izlenim uyandırmıyor..

Bu kısımda özellikle önemsediğimiz şey okuryazarlık, özgün fikirler yaratma, eleştirel düşünme, araştırma, iletişim gibi hususlarla ilgili dile getirilen argümanların, yapılan vurguların bir heyecan oluşturma potansiyeline sahip olduğunu söylemeden geçmeyelim.

Mesela “Okuryazarlık becerilerinin kazandırılması” ile ilgili şu ifadeler çarpıcıdır:” Öğrenciler okudukları metinlerle dilin kullanımının duruma ve zamana göre çeşitlilik gösterdiğini fark eder, konuya özel kelimeleri, farklı bakış açılarını, ilgili-ilgisiz bilgileri ayırt edebilir, neden-sonuç ilişkilerini, olay sıralamalarını, kişi ve yer tanımlamalarını, karşılaştırmalı ilişkileri tespit edebilir, kendileri bilgilendirici metinler oluşturabilirler… Film, belgesel vb. izletilerek izlenen içeriğin analizinin ve bunlara ilişkin kompozisyon çalışmalarının yaptırılması öğrenmeyi kalıcı hale getirecek ve okuryazarlık becerilerinin gelişmesine katkı sağlayacaktır”

Bu minvalde eleştirel düşünme becerilerinin kazandırılması, özellikle FETÖ benzeri yapıların zeminini zayıflatmanın yanı sıra “diriliş neslinin yeniden inşası”, medeniyet olarak tarih sahnesine yeniden güçlü bir şekilde çıkmanın da temel şartlarındandır. Ülkemizde bugün oluşan tartışma-eleştiri atmosferinin niteliği, eleştiri kültürünün oluşturduğu gelenek, bu konudaki hassasiyeti elzem-şart kılmaktadır.

Bunun yanında belirlenen hedef ve amaçların kendi kültür kodlarımızla, toplumun milli ve manevi değerleri ile intisap kurulamamış olması önemli bir soru işareti olarak karşımızda durmaktadır. Eleştiriyi yapıcı kılacak manevi dinamiklerin merkeze konulmadığı; mesela gıybetle eleştiriyi, iftira ile eleştiriyi, kardeşlik hukukuna riayet ile eleştiriyi birlikte ele almayan bir eleştirinin nihayetinde bir “inşa” ya vesile olmayacağı açıktır.

Hedef ve idealler, uzun gelecekte oluşması düşünülen nesille ilgili bazı, soyutta olsa, göstergelere sahiptir. Bu çerçevedeki göstergeler bizde çok da değişen bir şey olmadığı izlenimi uyandırdı. Tamam düşünen, eleştiren, yaratıcı olan, iletişim kurabilen, araştırma yapan…. İyi de bunları besleyecek, harekete geçirecek, motivasyon kaynağı olacak toplumsal değerlerin, manevi saiklerin olmaması önemli bir “gedik ”oluşturmaz mı?

Okuryazarlık ve eleştirel düşünme ile ortaya konulan tezlerin-kazanımların, işlevselleştirilmesi durumunda; ancak özgün fikirlerin yeşermesi mümkündür. Yeni ve özgün fikirler ancak zemini güçlü tartışmalar, eleştirel yaklaşımlar ve güçlü bir donanımla mümkündür. Amaç ve hedefler kısmında belirtilen noktaları bu açıdan dikkate almak, değerlendirmek gerekir.

“Yeni” görünen başlıklardan biri “Öğretim Programında Değerler Eğitimi” başlığı altında verilen kısımlardır. Felsefe müfredatında değerler eğitimi kısmının verilmesini başlı başına önemsediğimizi belirtmek isterim.

Tartışma adabı, toplumu bir arada tutan değerlerin farkında olma, günlük olayların toplumu bir arada turan değerler muvacehesinde değerlendirmek “ilk etapta”  dikkate değer bir özellik göstermektedir.

Devamı vurgulara bakıldığında ise dediğimiz şekilde “ilk etapta” önemli olmakla birlikte, içinin doldurulması, çerçevesinin çizilmesi ve toplumun manevi değerlerinin daha net bir şekilde, çerçeve olarak, verilmesi gerekmez mi? Medeniyetlerin çıkışlarında “toplumsal motivasyonun” etkin bir yeri vardır. Toplumsal motivasyonun ana kaynağı değerlerdir. Hayatın manevi kısımlarıdır. Bir müfredatta bu değerlere yapılan vurgu ne kadar net olursa toplumun dinamizmine katkısı da o kadar fazla olacaktır.

 

                                   Ünite, Kazanım Sayısı ve Süre Tablosu

 

Ünite                                    Kazanım Sayısı             Süre/Ders Saati       Oran (%)

İlk Çağ Felsefesi                               4                                  14                        20

Orta Çağ Felsefesi                             4                                  14                        20

Rönesans ve 17. yy. Felsefesi            4                                  14                        20

18. yy. Aydınlanma Felsefesi             4                                  14                        20

Çağdaş Felsefe                                   4                                 16                         20

TOPLAM                                          20                                 72                       100

 

Öğretim programına geldiğimizde ise yukarıda nispeten de olsa olumlu yönlerine yapılan vurgunun yerine nerede ise tamamen Batı eğitim–öğretim anlayışını merkeze alan bir yaklaşıma bırakıyor. Avrupa’nın felsefesinin kronolojisinden tutun, verilen şahsiyetlere kadar nerede ise tamamen Batı eksenli bir müfredatla karşılaşıyoruz.

Yukarıda verdiğimiz ünite başlıkları kronoloji ile ilgili sanırım net bir bilgi vermektedir. Uzamaması açısından sadece bir ünitenin içeriği ile ilgili ayrıntıları paylaşmak istiyorum:

ÜNİTE1: İLK ÇAĞ FELSEFESİ

1.1.İlk Çağ Felsefe Düşüncesini Hazırlayan Ortama Genel Bakış

1.1.1.İlk Çağ Felsefesini hazırlayan düşünce ortamını açıklar.

İlk Çağ Mezopotamya, Mısır, Çin, Hint medeniyetlerinde bilim, sanat, kozmoloji, mitoloji alanlarının felsefe ile ilişkisine değinilir.

1.2.İlk Çağ Felsefesine Genel Bakış

1.2.1.İlk Çağ Felsefesinin karakteristik özelliklerini açıklar.

a)Mezopotamya, Mısır, Çin ve Hint felsefesinin temel özellikleri ve problemleri üzerinde durulur.

b)Antik Yunan Felsefesinin temel özellikleri, maddi töz arayışı, değişim düşüncesi (Herakleitos, Parmenides),  insan ve bilgi anlayışı ele alınır.

1.3.İlk Çağ Felsefesinden Örnek Filozoflar

1.3.1.Felsefe metinlerinden hareketle İlk Çağ filozoflarının felsefi görüşleri hakkında çıkarımda bulunur.

a)Konfüçyüs’ün “Orta Yol Doktrini” eserinden alınan bir metinden hareketle filozofun ahlak görüşlerinin irdelenmesi sağlanır.

b)Platon’un “Sokrates’in Savunması” eserinden alınan bir metinden hareketle Sokrates’in bilgelik ve erdem anlayışının irdelenmesi sağlanır.

c)Platon’un “Devlet” eserinden alınan Mağara benzetmesinden hareketle İdealar Kuramının analiz edilmesi sağlanır.

d)Platon’un “Devlet” eserinden alınan bir metinden hareketle filozofun birey, toplum ve devlet görüşlerinin irdelenmesi sağlanır.

e)Aristoteles’in “Metafizik” eserinden alınan bir metinden hareketle filozofun dört neden düşüncesinin irdelenmesi sağlanır.

f)Plotinos’un “Enneadlar (Dokuzluklar)” eserinden alınan bir metinden hareketle Tanrı, evren ve varlık anlayışları analiz edilir.

Dikkat edilirse bu çağda Konfüçyüs’ün yaklaşımlarını çıkardığınızda Eski Yunan dışında herhangi bir görüş, bir filozof görülmemektedir. Ve net bir şekilde İlk Çağ Felsefesi denilince akla eski Yunan felsefesi gelmektedir. Sahi buradaki akıl nasıl bir akıldır?

1.4.İlk Çağ Felsefesi Üzerine Akıl Yürütme

1.4.1.İlk Çağ Felsefesindeki düşünceleri ve dayandıkları argümanları değerlendirir.

a)Protagoras’ın “İnsan Her Şeyin Ölçüsüdür.” düşüncesinin dayandığı argümanların güçlü ve zayıf yönlerinin tartışılması sağlanır.

b)Öğrencilerin, erdem ahlakı bağlamında bilgi-erdem ilişkisi ile ilgili günlük yaşamdaki örnekler üzerinden değerlendiren özgün metin yazmaları sağlanır.

Başlangıç noktası, meselenin dayanağının ne(resi) olduğu hakkında önemli bilgi verir. Bizim “yenilenen” felsefe müfredatımızın başlangıç noktası Yunan Felsefesi ve Yunan filozoflarıdır. Başlangıcın Yunan olması tesadüfü bir başlangıç değil, çünkü sonraki adımların tamamında da özelde Yunan, genelde Avrupa felsefesinin ve anlayışının etkinliği tartışma götürmez bir gerçek.

Yenilik nerde derseniz söyleyeyim: Son ünitenin son konusunun son başlığı: Çağdaş Felsefe Üzerine Akıl Yürütme

 -Milli irade, hukuk devleti ve demokrasi bilinci çerçevesinde anti demokratik darbe girişimi karşısında 15 Temmuz 2016 da gösterilen halk direnişini değerlendiren özgün bir metin yazma çalışması yapmaları sağlanır

Sizi bilmem ama bana bu yenilik, tüm müfredatı dikkate alarak baktığımda çok yapıştırma, ekleme, “olmadı demesinler” yaklaşımı uyandırdı.

Bizim kültürümüzü, değerlerimizi, medeniyet tarihimizi ıskalayan, alanla ilgili yazılan binlerce eseri görmezden gelen, binlerce bilgini bir kenara atan bir müfredatın yenilik olarak sunulması bana Mustafa Armağan’ın konuyla ilgili yazdığı yazının başlığını hatırlattı: Eski Hamam Eski Tas.

Bu müfredat bu topluma,  bu gidişata, bu bedene dar geli(yo)r. Ülkenin gündemi müfredatın derli toplu konuşulmasını, değerlendirilmesini olumsuz etkiledi. Doğru. Yoksa en azından felsefe özelinde olmayan değişiklikleri değişiklik diye sunmak biraz aykırı kaçardı.

Bu yazı toplam 2062 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.