Eric Fromm ve Gözüpeklik / Köşe Yazısı - Bilal AKGÜL

5.03.2016 13:01:40
Bilal AKGÜL

Bilal AKGÜL

 Eric Fromm ve Gözüpeklik

Gözü peklik, cesaretli ve atılgan olarak tanımlanır. Anlamlı ve istikrarı olan bir hayat yolunda gözü pekliğin yeri, üzerinde durulmaya değerdir.

Bu yazımızda Eric Fromm’un konuyla ilgili yaklaşımları çerçevesinde kavramı ele almaya çalışacağız.

Fromm ‘a göre, yaşamın temel koşullarının emniyet ve güvenlik olduğunda direnenler inançlı kimseler olamazlar; uzakta durma ve mal-mülk edinmenin güvenlik aracı olduğu bir savunma duvarının ardına saklanan kişi kendi kendini tutsak etmiş demektir. Sevilmek, sevmek gözüpeklik gerektirir; bazı değerleri en üstün değerler olarak kabul edebilme-ve gereken atılımı yapıp her şeyi bu değerler üzerine kurabilme- gözü pekliği ister.

Hayatın önümüze çıkardığı sorunların aslında bir imkân mesabesinde değerlendirilebileceğini ifade eden Fromm, bunun ön şartının yine gözü pekliğe bağlayarak şöyle devam eder: ”Yaşamın karşımıza çıkardığı güçlükleri bize verilmemesi gereken haksız cezalar olarak göreceğimize, terslikleri, üzüntüleri yenmekle daha da güçleneceğimizi düşünmek de inanç ve gözüpeklik ister.”

Fromm’un inancı ve gözü pekliği kazanma ile ilgili yaklaşımları da dikkate değerdir. Olmayanı kazanmak ya da kaybedileni tekrar kazanmak Fromm’a göre bir gayreti ve aklı selimi zorunlu kılmaktadır. Fromm, şöyle devam ediyor:”İnancı ve gözü pekliği öğrenmek günlük yaşamdaki küçük şeylerle başlar. İlk adım insanın inancını ne zaman, nerede yitirdiğine dikkat etmesi, bu inancı yitirdiğini ne gibi akla uydurmalarla örtmeye çabaladığını görmeye çalışması, ne zaman korkaklık gösterdiğini, bu korkaklığı nasıl akla uydurduğunu anlamasıdır; her inanç yitikliğinin bizi nasıl zayıflattığını, gitgide artan bu zayıflığın da gene, kısır bir döngü gibi, nasıl yeni inanç yitiklerine yol açtığını görmesidir. O zaman insan şunu da fark edecektir: İnsanda bilinçli bir sevilmeme korkusu varken, gerçek ama çoğunlukla bilinçsiz olan korku, sevme korkusudur.”

Çünkü ona göre sevgi bir inanma işidir ve inancı az olanın sevgisi de azdır.

Fromm’un bu yaklaşımlarına kendi değerlerimiz açısından baktığımızda kâmilleşmenin önemli adımlarından birinin değerleri konusunda sürekli bir uyanıklığın gerekli olduğunu görüyoruz. Ve bu uyanıklığın sigorta kavramlarından birinin de cesaret olduğunu söyleyebiliriz.

Peygamber Efendimiz’in yetim ve öksüz olarak yaşamını devam ettirmesine eğitim açısından yaklaşanlara göre bu durum Efendimiz’in yetişmesi üzerinde önemli bir etki yaratmış ve bu durum ilahi bir lütuf olarak değerlendirilmiştir.

Fromm’la bitirelim:”…Sevebilme yetisi ne ölçüde geliştiğimize, dünyaya ve kendimize karşı tutumumuzda ne ölçüde yaratıcı bir eğilim geliştirebildiğimize bağlıdır. Bu kurtulma, doğma, uyanma işlemi için gerekli tek koşul vardır: İnanç. Sevme sanatının uygulanması önce inancın uygulanmasını gerektirir.” Ve bu uygulamanın ön koşulu olarak da ölçülü bir gözü pekliği görüyoruz.

Bu yazı toplam 2126 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.