TEKNOLOJİK AYGITLARIN HAYATIMIZA ETKİSİ / Köşe Yazısı - Bilal ACAR

10.09.2021 20:49:32
Bilal ACAR

Bilal ACAR

 

 

 

TEKNOLOJİK AYGITLARIN HAYATIMIZA ETKİSİ
 
20. yüzyılın ikinci çeyreğinden sonra bilişim teknoloji alanında yaşanan gelişmelerle adım adım içine girdiğimiz bu dijital dünya,gittikçe küçük bir ev haline gelmeye başlamıştır.
Hiç şüphesiz gelişen ve küreselleşen dünyanın en önemli parçası olarak internet, televizyon, telefon, tablet gibi teknoloji aletler, sosyal hayatımızda en çok başvurduğumuz aygıtlar olarak karşımıza çıkıyor.
 
Yeni iletişim teknolojileri; insanlara duygu, düşünce ve ürünlerini başkalarıyla son derece hızlı ve kolay bir şekilde paylaşmalarının imkânlarını sunmaktadır. Sosyal medya bunlardan birisi ve en güncel olanıdır. Sosyal medya, çok kısa sürede günümüz insanının günlük rutinleri arasında kendine yer bulmuş ve her geçen gün daha fazla insanın kullandığı bir iletişim aracı haline gelmiştir. Sosyal medya olarak adlandırılan bu sanal ortam, kullanıcı tabanlı olmasının yanında, kitleleri ve insanları bir araya getirmesi ve aralarındaki etkileşimi artırması bakımından büyük önem taşımaktadır.  
 
Sosyal medya, genel bir tanımlamayla Web 2.0 teknolojilerinin kullanıldığı iletişim ortamlarının ismidir. Konuşmalar, bağlantılar ve katılımlardan kaynaklanan Web 2.0 durakları, iletişim araçları, internet siteleri ve çevrimiçi yayınlar olarak da tanımlanan sosyal medya; günümüz insanlarının “sosyalleşmek” için kullandıkları bir medya türü olarak anlamlandırılmaktadır. Ancak sosyal medya kapsamında anlam kazanan bu “sosyalleşme”, geleneksel olarak bilinen ve dolayısıyla eskiden beri yaygın olarak muhatap olunan tüm sosyalleşme biçimlerinden ve içeriklerinden çok başka içerikte ve biçimde gerçekleşmektedir. Bu itibarla söz konusu “sosyalleşmenin” ne oranda sosyalleşme olduğu özellikle sosyal bilimciler açısından ciddi tartışma konusu durumundadır.  
 
Yapılan araştırmalar insanların, bu sanal gerçeklik içinde gün geçtikçe daha fazla vakit harcadıklarını, bu sanal gerçeklik içinde gerçek yaşam ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını ve yine bu sanal gerçeklik içinde adeta yeni bir dünya kurduklarını göstermektedir. Fakat bu da bazı problemlere yol açabilmektedir. Kimi zaman sanal dünyayla gerçek dünya arasındaki sınırın belirsizleştiği de gözlenmektedir. Öyle ki bu dünyada arkadaş bulma, bu dünyadaki insanlarla sosyal ve siyasi düşünce alışverişinde bulunma; hatta bu dünyadan birileriyle tanışıp evlenme gibi ciddi kararlar alınabilmektedir.
 
Sosyal ağlar; sanal ortamda insanların anlık olarak paylaşım yapabildiği ortamlardır. Ve en önemli özelliği, yapılan bir paylaşımın aynı anda milyonlarca hatta milyarlarca insana eş zamanlı ulaştırılabilme olanağını vermesidir. Sanal ağlar bir iletişim ve onun da ötesinde bir temas biçimidir. Ancak yanı başımızdaki insanlarla konuşmayıp hatta selam vermeyecek bir tür asosyal haldeyken, sosyal medya aracılığıyla bilmediğimiz, görmediğimiz; dahası karşımızda fake(sahte) hesap olup olmadığını bile bilmediğimiz insanlar ile saatlerce mesajlaşarak kendimizi sözde sosyalleşmiş olarak görüyoruz.
 
Eskiden ''Düşünüyorum, o halde varım!” denilerek yaşamın düşünme yetisine bağlandığı zamanlardan, dijital çağda ''Sosyal ağlarda her an görünüyorum, o halde varım!'' düşüncesine evirilmiştir.
 
Sanal iletişim; yüz yüze iletişim ve empati becerilerimizi geriletiyor. İnternetin hayatımızdaki yeri artıkça ve sosyal paylaşım siteleri çeşitlendikçe sanal yakınlıklarının yaşamımızdaki rolünün artacağı apaçık ortada. Bir kucaklaşmayı e-posta ile gönderemezsiniz.
 
 

Çocuk ve Sosyal Medya

 

 

 
Çağımızın en güçlü kitle iletişim kaynaklarından biri olan bilgisayarlar ve yaşamımıza birden bire giren internet, bugün bilgilenme, işlem yürütme, haberleşme, eğitim ve eğlence fonksiyonlarıyla hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Günümüzde çocuklar vakitlerinin çoğunu internet, televizyon, bilgisayar, akıllı telefonlar ve diğer elektronik aletler gibi çeşitli eğlence unsurları karşısında geçirmektedirler. Çocukların muhatap oldukları medyalar karşısında akıllıca tercihler yapabilmelerine yardımcı olabilmek için ebeveynlerin çocuklarının medya alışkanlıklarını takip etmeleri gerekmektedir.
Hemen herkesin evinde bulunan televizyon bu alışkanlıkların başında gelmektedir. Televizyon doğası gereği ''normal olana itibar etmez; daima anormal olana, sıra dışı olanı konu eder.” Bu nedenle televizyondan gelecek mesajların bir süzgeçten geçirilerek alınması veya reddedilmesi gerekir. Fakat burada bir sorun ortaya çıkmaktadır: Dijital nesille (günümüz çocukları) dijital göçmenler (dijital dünyaya sonradan katılanlar-bir önceki kuşak) arasında bilgi ve beceri uçurumu dolayısıyla ebeveynler dijital teknolojilerin kullanımıyla ilgili çocuklarına bilgi ve beceri verecek düzeyde değiller. Şimdiki gençler teknolojinin içinde doğdu. Bizim gibi internetten, akılı telefondan, sosyal medyadan, evvelki dünyadan bihaber değiller. Onlar için ekran demek hayat demektir. Onsuz bir hayatın varlığını tahayyül edemiyorlar. İşte tam da bu nedenle bazı uzmanlar zaman zaman hem onlar hem de ekranlara gömülmüş bir hayat süren biz yetişkinler için bir şok terapisti yani topyekün bir ''teknoloji detoksu'' öneriyorlar.
                           
                             YARARLANILAN KAYNAKLAR
Cüceloğlu,D,İletişim Donanımları,Remzi Kitabevi yayınları,2002
Şirin,Selçuk,Yetişin Gençler,Doğan Kitap,Ekim 2020
Darıcı,Aziz, İyilik ve Kötülüğün Kıskacındaki Gençlik,Çıra Yayınları,Ağustos 2020
Sayar,Kemal,Yalaz,Berna,Sanal Dünyada Gerçek Kalmak,Kapı Yayınları, Ağustos 2020
Sayar,Kemal,Ruh Hali,Timaş Yayıncılık,Mart 2019
Sayar,Kemal,Ruhun Labirentleri,Kapı Yayıncılık,2017
Arutay,Abdülkadir,Can Simidi,Çıra Yayıncılık,Ocak 2021
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu yazı toplam 1784 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.