BIRAK BÖCEKLER DE UÇSUN SİNEKLER DE / Köşe Yazısı - Osman DAĞ

2.09.2022 00:23:37
Osman DAĞ

Osman DAĞ

BIRAK BÖCEKLER DE UÇSUN SİNEKLER DE


Tarımla uğraşmak ilk insandan en son insana kadar vazgeçilemeyecek bir iştir. Ayrıca tarım ürünlerini bütün insanlar az veya çok tüketmek zorundadırlar.
Tarımla uğraşan kişi, aldığı ürünün hem kalitesini hem de miktarını artırmak ister. Bunun için çeşitli yollara başvurur. Günümüzde tarımdan en iyi verimi elde etmek için başvurulan araçlar pestisit ve kimyasal gübredir. Bu yazımızda pestisitleri (tarım ilaçları) ve buna alternatif biyolojik mücadeleyi ele alacağız.
Tarım ilaçları kullanımının yaygınlaşması yirminci yüzyılın başında başlar. Besin her canlının ihtiyaç duyduğu bir maddedir. Besin olmadığı zaman canlının yaşamasının imkânsız olduğu bir durumdur. İnsanoğlu toprağı işlerken, kendini toprağın tek sahibi kabul eder. Topraktan aldığı ürünü kimseyle paylaşmak istemez. Tarlasına girene hayat hakkı tanımaz. Bunun için tarım ilaçlarını kullanır. Adı ilaç olsa da kendisi zehirdir. Ürünün eksilmesine sebep olanı ortadan kaldıran her yol mübah kabul edilir adeta.
Bir bitki yeşerdikten sonra onunla beslenmek isteyen bir hayvan çıkar. Besin zincirinde bitkiler zincirin ilk halkasını oluştururlar. Böcekler, sinekler, parazitler, mantarlar da bitkilerle beslenirken biz insanlar bunu kendimiz için bir zarar olarak görürüz. Bazı canlılar da bitkilerle beslenen canlılarla, onların larvaları ile beslenirler. Böylece bitkilerle beslenen canlıların nüfusunu dengelerler. Bu etçil olan canlılar bitkilere zarar vermezler. Tam aksine onların varlığı bitkiler için yararlıdır.
Kimyasal mücadelede bitkilere zarar veren canlılar yok edilmeye çalışılırken, zararlı olanı imha edildiği gibi faydalı olanı da yok edilir. Bu yöntemde hedefi seçmek şimdilik imkânsız gibidir. Biyolojik mücadelede ise hedef belirlemek mümkündür. Zararlı olanı yok etmek veya zararını en aza indirmek oldukça kolaydır. Hangi canlı ekinlere, meyve ağaçlarına veya sebzeye zarar veriyorsa o canlı ile beslenen avcı ile yok edilebilir. Bunun kimseye zararı da olmaz. Bu yönteme “Biyolojik Mücadele” denir. Biyolojik tartışmada yararlanılan organizmalar; parazitoitler (asalaklar), yırtıcılar (avcılar), nematodlar, ağsız yırtıcı hayvanlar [örümcekler (Araneida), predatör akarlar (Acarina), hidralar, planaryalar], durum yırtıcı hayvanlar (balıklar, amfibiyal, kuşlar, memeliler), entomopatojenler (bakteriler, mantarlar, virüsler, entomopatojen nematodlar, protozoalar, riketsialar) ve antagonistlerdir.
Biyolojik mücadele şu üç esasa dayanır. Var olan avcıyı korumak, nüfusunu arttırmak ve bulunmuyorsa o bölgede, dışarıdan ithal etmek. Öncelikle hedef avcıyı tanımamız lazım. Var olanın korunabilmesi için yaşayabileceği saklanabileceği, kışı geçirebileceği bir ortam ve besin olması lazım. Tarım alanlarına yakın çalılar ile barınacağı, besleneceği ağaçlar bulunması faydalılar için ideal bir ortamdır. Derelerde yetişen çalıların varlığı tarım için faydalıdır. Nüfusunu arttırmak için yaşadığı ortamı onun için uygun hale getirebiliriz. Eğer avcı böcekler o ortamda bulunmuyorsa dışarıdan o bölgeye getirilebilir.
Mısır kurduna karşı Trichogramma exiguum Pinto & Platner sineğini kullanmak daha faydalı ve kolay değil mi? Pamuğa zarar veren Pectinophora gossypiella (Saund.) yani Pembe kurduna karşı Apanteles angaleti Muesebeck sineğini kullanmak isabetli bir karar olsa gerek.
Biyolojik mücadeleyi destekleme amaçlı insektaryum denilen laboratuar ortamında avcı böceklerin üretimi yapılarak doğaya salımı yapılmaktadır. Ülkemizde biyolojik mücadele için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı araştırma enstitüsü bulunduğu gibi özel firmalar da insektaryum kurup biyolojik mücadeleye katkıda bulunmaktadır.
Kimyasal mücadele yapıldığında, ilaçlanan bölgedeki tüm canlılar zarar görür. Otçul canlıların çoğalması kolaydır. Ancak bunlarla beslenen canlıların kendini toparlaması oldukça güçtür. Dünyada şimdi yaşanan av-avcı dengesizliğidir. Avcı sayısı azalmış durumdadır. Bu da bitkilere zarar veren canlıların çoğalmasını kolaylaştırır. Bu durum tarım ilaçlarının kullanımını zorunlu, bağımlı hale getirir.
Kimyasal ilaçlar kullandık da ne oldu? Çok mu kazançlı çıktık? Dünyada tarımsal üretimde meydana gelen ürün kayıplarının % 9,1’ini hastalıklar, % 11,2’sini zararlılar ve % 14,7’sini ise yabancı otlar oluşturmaktadır. Bu miktar dünya tarımsal üretim potansiyelinin üçte birine denktir. Bu kayıp miktarına %6-12 kadar hasat sonrası kayıplar da ilave edilecek olursa toplam ürün kaybı yaklaşık %40-48’e ulaşmaktadır. Bu kayıpların yıllık parasal değeri 550 milyar dolar olup, ürünü korumak için yapılan masraflar da yaklaşık yıllık 455 milyar dolardır.
DDT’nin keşfinden önce, 1940’ların başına kadar zararlılar tarafından üründe meydana gelen kaybın dünya ortalaması %7 iken, 1980’lerin sonuna doğru ürün kaybı %13’e yükselmiştir. Verilerden anlaşıldığı gibi kimyasal mücadele sürdürülebilir bir yöntem değildir. Fayda yerine zarar verdiği söylenebilir.
Doğada her canlının bir görevi vardır. Sonuç itibariyle her canlı insan için direk veya dolaylı olarak faydalıdır. Buğday ve pirince zarar veren serçelerden bahsetmeden geçmeyelim.1958de Çin Halk Cumhuriyetinde başkan Mao Zedung ekinlere zarar veriyor diye serçelerin imha edilmesini emreder. Emri derhal yerine getirilir. İki yıl sonra yani 1960 yılında haşere ve çekirgelerden dolayı büyük kıtlık meydana gelir. Tam 40 milyon insanını kaybeder. Rusya’dan serçe ithal etmek zorunda kalır. Asıl olan zararlıları yok etmek değil sayısını dengelemektir.
Kimyasal mücadele insan sağlığı için de zararlıdır. Kimyasal kalıntıların tahılda, sebzede ve meyvede kalması sağlığımızı olumsuz etkiler. Bu kalıntılar yüzünden yurt dışına gönderdiğimiz tarım ürünlerinin geri gelmesi, satın alınmalarının sınırlandırılması ülkemiz için ekonomik kayıptır. Kimyasal mücadele ile hem sağlığımızdan hem de malımızdan oluyoruz.
Ne yapabiliriz peki? Biyolojik mücadeleyi destekleyebiliriz. Öğrencilerimizi bu alana yönlendirebiliriz. İlgili kurumlardan bu alanda talepte bulunabiliriz. Talep arzı zorunlu hale getirir. “Çiftçi olarak ne yapabiliriz?” sorusu sorulabilir. Ziraat mühendislerine danışılmalıdır. Bunun sonucunda bahçesine zarar veren zararlı tespit edilerek bu canlıyı dengeleyen avcı insektaryumlardan, ilgili firmalardan temin edilebilir.

 

 

Yararlanılan kaynaklar:
• Doç Dr Birol Akbaş, A Haluk Yaşarer, Muharrem Şimşek, BİYOLOJİK MÜCADELE ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMAYA YANSIMALARI, www.turktob.org.tr
• Sevcan (Coskuntuncel) Öztemiz, Organik Tarımda Biyolojik Mücadele, GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2008, 25(2), 19-27


 

Bu yazı toplam 1153 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.