ELVEDA KÜÇÜK EKRAN / Köşe Yazısı - Emrah KAR

16.12.2022 00:03:47
Emrah KAR

Emrah KAR

ELVEDA KÜÇÜK EKRAN!

Ahmet sabah uyandığında başı çatlayacak gibiydi. Saatin kaç olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Ağır ağır yatağından kalkarak aynanın karşısına geçti. Aynada gördüğü kendisi miydi gerçekten? Gözleri kızarmış adeta kan çanağına dönmüştü. Tüm eklemleri ağrıyor adeta kamyon çarpmışa dönmüştü. Saçı başı dağınık haldeydi. Aynada kendisine uzun uzun bakarak hayallere daldı. Nasıl bu hale geldim acaba? Gecem gündüzüm karışmış. Her yerim ağrıyor, tüm düzenim bozulmuş. Nereye kadar böyle devam edecek.
Annesi artık ona yalvarmaktan bıkmış ve karışmıyordu. Babasını gördüğü yoktu zaten. Okulu sürekli aksatıyor ve artık iyice okuldan kopmuştu. Kardeşleriyle tüm bağları kopma noktasına gelmişti. Hiçbirini görmüyordu çünkü. Sabaha kadar uyumuyor, sabaha karşı uyuyup ikindi vakti ancak uyanabiliyordu.
Hayatını küçük bir ekran için mahvetmeye değer miydi? Ayna karşısında kendi kendisine konuşmaya başlamış, bu süreçten nasıl kurtulacağına cevap arıyordu adeta. Nasıl başlamıştı, diye düşünmeye başladı. İlk biraz takılayım bırakırım diye başladığını hatırladı. Zamanla kontrolü kaybettiğini ve tüm çevresi ile bağlarını kopardığını fark etti. Sınıf arkadaşlarıyla ne kadar güzel vakitler geçirdiğini anımsadı. Birlikte halı saha maçlarına gittiklerini, ne güzel goller attığını hatırladı. Ailesi ile pikniklere, düğünlere, misafirliklere gittiği anlar canlandı gözünde. Sonra yavaş yavaş odasına kapandığını ve herkesten ve her şeyden küçük bir ekran uğruna vazgeçmenin ne kadar mantıksız ve saçma olduğunu düşündü. Gerçekten değer miydi bir sanal âlem yüzünden tüm âlemi terk etmeye? Sorular ve cevaplar…
Aynanın karşısında kendisini sorgulamaya devam ediyordu. Her şey eskisi gibi güzel ve anlamlı olabilirdi. Kurtulmalıydı küçük ekran karşısında geçirdiği bu anlamsız vakitlerden. Bir adım atmalıydı. İrade göstermeli ve bir an önce eski hayatına dönmeliydi. Birkaç kere annesi ile kavga etmiş, biraz bırakmış ve tekrar başlamıştı. Bu sefer çok ciddi sorgulamalar yapıyor ve gerçekten bırakacak gibiydi. Nereden başlasam diye düşünüyordu. Ayna ayna söyle bana, demek istiyordu ama çok da anlamlı gelmedi bu soru. Kime soracaktı ki nasıl hareket edeceğini. Düşünmeye ve aynaya bakmaya devam ediyordu.
Tam o sırada pencereden içeri giren o müthiş ses ile çok mutlu oldu. Evlerinin yakınında bulunan camiden gelen ikindi ezanı ile ruhu adeta heyecanla dolmaya başladı. Kalbi küt küt atarken aslında ne yapacağına karar verecek gücü buldu kendinde. O buz gibi su ile abdest almaya başladı. Evet, ilkin ruhunu beslemeliydi. Ruhun gıdasını -bir kitapta okuduğu kadarıyla- namaz kılmakta olduğunu anımsadı. Evet, ilkin namaz kılmaya tekrar başlamalı ve hayatını düzene koyacak günde beş vakit namaz ile daha hızlı ve güzel bir şekilde, bu anlamsız vakit kayıplarından kurtulabilirdi.
Aynanın karşısında abdest aldıktan sonra biraz daha durdu. Ve kendisine kalbine bu yolu gösteren Rabbine hamd etti. Evet, tekrar namaz kılacak ve tekrar güzel hayatına devam edecekti. Eskiden olduğu gibi arkadaşlarıyla takılacak ve kitap okuyacaktı. Ne kadar güzel kitaplar okuduğunu hatırladı. Ve tekrar bismillah diyerek başlayacaktı. İlkin annesi şaşıracaktı bu değişime ve çok mutlu olacaktı. Oğlu küçük ekrandan kurtulmuş ve kendi gerçek âlemine dönmüş olacaktı. Bu dünyaya geliş amacına uygun davranacak ve gereken tüm sorumlulukları yerine getirmeye çalışacaktı. Aynanın karşısından ayrılırken gözleri parlıyordu. Seccadeye doğru gidiyordu ve çok heyecanlıydı…
 

Bu yazı toplam 1183 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Eğitimle Diriliş | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.